Tarihten, Günümüze ve Geleceğe, Akıncılar örneği..,

Tarih Geçmişte Kalmaz.. Yergöğü Köprüsü

Tarihten, Günümüze ve Geleceğe, Akıncılar örneği..,
17 Şubat 2016 - 21:07 - Güncelleme: 20 Şubat 2016 - 21:44

YERGÖĞÜ KÖPRÜSÜ

Sene 1595 Romanya Beyi(Eflak Voyvodası)  Mihail isyan etmiştir. Bütün o bölgeler yağma ve talana maruz kalır. Sadrazamlık(Başbakanlık) vazifesini Sinan Paşa’dan alan Ferhad Paşa isyanı bastırmak üzere yola çıkar.

Çok zaman olduğu gibi, o günlerde de, Devlet Adamları arasında müthiş bir çekişme ve iktidar kavgası mevcuttur. Sinan Paşa’dan sonra sadrazamlık bekleyen Damat İbrahim Paşa, İstanbul Kaymakamıdır ve Ferhad Paşa’ya düşmandır. Ferhad Paşa’nın azledilmesi sağlanır. Görevi bıraktırma şekli ve olayların devamı ise  ilgi çekicidir.

Ferhad Paşa’nın azledilmesi ve idam edilmesi için Bostanzade’ye 30 bin altın rüşvet verilmiştir. Lakin istihbarat bilgisi de kuvvetli olan Paşa durumdan haberdar olur ve  teslim olmak istemez. Kendisi bütün çabasını ortaya koyar, Safiye Sultan’a da ulaşan rüşvet çarklarını da kullanarak idam kararını iptal ettirir. İstanbul’un kenarında bulunan çiftliğine saklanırcasına yerleşir.

İktidar olma arzusunun, nefretin, kıskaçlığın hiçbir zaman bitmediği, bitmeyeceğini ispatlarcasına, İbrahim Paşa hile ile Ferhad Paşa’yı ortaya çıkartır ve yeni bir fermanla Paşa öldürülür.

 Balkan Coğrafyasını ortadan enlemesine kesen Tuna nehrinin Yerğöğü mevkiinde, Ferhad Paşa’nın yaptırdığı tahta köprüden, Osmanlı Ordusu, yeni Sadrazam Sinan Paşa kumandasında geçmiş ve isyankâr Eflak Bey’inin üzerine yönelmiştir.

Mihail, belki taktik olarak, yahut korkusundan, Osmanlı ile savaşmayı göze alamaz ve geri çekilir. Ancak istihbaratçıları ile de durumu kontrol eder.Sinan Paşa isyanı bastırdığı düşünerek geri döner. Lakin Eflak Beyi dikkatli bir şekilde bir günlük mesafeden geri dönen Osmanlı Ordusun Takip eder ve yolu üzerindeki Türk yerleşimlerini yakıp yıkar ve inanılmaz işkenceler ve katliamlarda bulunur.

Osmanlı Ordusu,Tuna üzerindeki Yergöğü veya İskender Köprüsü de denilen yerden karşı kıyıya geçecektir. Mihail takip ettiği Osmanlı Ordusuna yetişmiş,fakat saldırmamıştır. Sinan Paşa ve Yönetim kademesi, karşıya Rusçuk’a geçmiş bulunmaktadır. Ardından da 100 bin kişilik Ordunun, önce ağırlıkları, top ve teçhizatı ile karşıya geçmesi üç gün sürecektir. Türk ordusunun arkasını koruma ve kollama görevi ise Akıncılar’a verilmiştir.

 

O Akıncılar ki, Devletin, Avrupa’ya yerleşmesinde, yeni yerler fethedilmesinde ve Avrupa Türkiye’sinin oluşmasında en büyük etkiyi sağlamışlardır. Sulh için de olan bir Ülkeye, Akıncıların akın yapması yasaktır. Görevleri, öncülük etme,  sindirme, yıpratma, göçe zorlama, istihbarat ve ordunun arka güvenliğini sağlamaktır. Onlar kelle koltukta, Gözü kara vatan ve iman fedaileridir.

Ordu, köprüden karşıya geçerken, iktidarını servetine borçlu olan Koca Sinan Paşa, "pencik vergisi" denilen savaşta elde edilen ganimetin, beşte bir devlet payını (kendine olan payı da) tahsil edebilmek için köprüye tahsildarlar koymuştur.Her geçenden, pencik tek tek tahsil edilmektedir. Karşıya geçiş ise uzadıkça uzamıştır. Sinan Paşa yapılan ikazlara da kulak asmaz. Böyle bir şekilde tahsilât ne görülmüş ne duyulmuştur.

Rumen Voyvodası, Türk Ordusu köprüden geçinceye kadar bekler, Akıncılar hariç bütün ordu karşıya geçmiştir. Akıncılar karşıya geçmeden top ateşi başlar, Voyvoda Türk Akıncılarının can vermeden silahlarını teslim etmeyeceğini de bilmektedir, Akıncılar karşıya geçmeye çalışırken top ateşiyle köprü yıkılır. Türk Akıncılarının mübarek kanlarıyla Tuna Nehri ala boyanır. Geri kalanları da kılıçtan geçirilir. Hiç kurtulan kalmaz.

Türk Akıncıları bir daha toparlanamamışlar ve akıncıların kökü kesilmiştir.

Makam, mevki ve para hırsının nelere sebep olduğunu; ne yiğitlere, ne topraklara mal olduğunu bilmek ve unutmamak, bize düşen kıssadan hissedir.

 

Celil Altınbilek

 

 

 

 

 

 

 

 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Günün Başlıkları