Talha FORTACI: "İKON" MERAKI

“İkon” Ortodoks Hıristiyanlarda, Hz. İsa’nın, Hz. Meryem’in ve bazı Aziz şahsiyetlerin resimlerinin bir tahta parçası üzerine yapıldığı ve kutsal kabul edildiği resimlere verilen addır.

Talha FORTACI: "İKON" MERAKI
28 Nisan 2017 - 20:49

“İKON” MERAKI

Ar. Gör. Talha Fortacı

Osmanlı’nın son dönemlerinde başlayan “Batılılaşma” serüvenimiz hala devam ediyor. İlk zamanlarda Batı’nın ilim ve tekniğini öğrenme amacı taşıyan bu anlayış, zamanla mecrasından ayrılarak çok farklı noktalara evrildi. Bu evriliş toplumun her katmanında değişik şekillerde kendini gösterdi, göstermeye de devam ediyor. Batı’nın bilim ve tekniğini alıp, bunu kendi ilerleyişimiz ve refahımız doğrultusunda kullanma niyetimiz, söz konusu çabanın gerçekleşmemesi/gerçekleşememesi nedeniyle travmatik bir psikolojiye dönüştü. Çünkü ne tam anlamda bir “Batılı” olabildik, ne de tam anlamıyla bir “Doğulu” kalabildik.

Son zamanlarda İstanbul, İzmir, Konya gibi birkaç büyük şehrimizde müşahade ettiğim bazı görüntüler, yukarıda ifade etmeye çalıştığım düşüncelerin doğruluğu noktasında bir kanaate varmama neden oldu.  Ülkede artan şehirleşme oranıyla beraber, kentlerimizde yükselen gökdelenler, büyük siteler ve dikey anlamda uzayan görkemli binalar artık hayatımızın bir parçası durumuna geldi. Bu tarz lüks site ve apartmanlarda yaşıyor olmak toplumsal anlamda suni bir statü de meydana getirdi.  Hayat tarzlarımız, yaşantı şeklimiz ve sosyal ilişkilerimiz gözle görülür bir biçimde değişti. Bunların hepsi Psiko-sosyal açıdan tahlil edilebilir, nedenleri ve sonuçları itibariyle uzun uzadıya tartışmalar yapılabilir. Fakat yazının amacının bu olmadığını burada ifade etmeliyim.

Benim dikkatimi çeken şey, bahsi geçen şehirlerimizde bulunan ve muhtemelen pek çok şehrimizde de var olan problem, yapmış olduğumuz devasa binalara ve sitelere vermiş olduğumuz yabancı isimlerle alakalı. İşyerlerimize veya imal ettiğimiz birçok ürüne yabancı isim koyma merakı aslında yeni değil. Belki de “Batılılaşma” dediğimiz şeyin başlangıcından itibaren kendini gösteren bir gerçeklik. İş bu yazının amacı, neden Türkçe isim kullanmak yerine İngilizce veya başka herhangi bir dili kullanmak sorunsalını tartışmak da değil. Tamamen spesifik olarak, oturduğumuz binalara veya sitelerimize, “İkon”, İkon Tower”, “İkonia” gibi isimleri koyuyor olmamız.

Ben yukarıda ismi geçen üç şehrimizde de ismi “İkon” ile başlayan siteler gördüm. Yine yukarıda ifade ettiğim gibi pek muhtemeldir ki daha başka şehirlerimizde de bu isim ile başlayan site veya apartmanlar mevcut. Aslında bunu problem edişim “İkon” kelimesinin taşıdığı anlamda gizli. Yoksa toplumun artık benimsediği, belki de içine sindirdiği bir “Yabancı isim koyma” realitesini değiştiremeyeceğimin farkındayım.

“İkon”  Ortodoks Hıristiyanlarda, Hz. İsa’nın, Hz. Meryem’in ve bazı Aziz şahsiyetlerin resimlerinin bir tahta parçası üzerine yapıldığı ve kutsal kabul edildiği resimlere verilen addır.1 Genel olarak kiliselerde kullanılan bu resimler, Hıristiyan Medeniyetinde başlı başına bir sanatı da temsil etmektedir. Ortodoks Kilisesinde bu resimlere dua ve tazimde bulunulur. Çünkü bunlar vasıtasıyla başta İsa Mesih ve Meryem olmak üzere, azizlerin inananlar üzerindeki tasarruf ve şefaatlerini sürdürdüklerine inanılır.2

“İkon” lar Hıristiyanlık tarihinde başlı başına bir problemin odağı da olmuştur. VIII. ve IX. asırlarda ortaya çıkan, özü itibariyle Bizans kökenli bir oluşum olan İkonoklazm hareketi, azizlerin resimlerini kullanmayı ve onları bir kült kabul etmeyi reddediyordu. Bu hareketi başlatan III. Leon söz konusu kutsal resimleri bir “Put” olarak kabul etmiş ve bunların yok edilmesi gerektiğini söylemiştir. Papa III. Gregoire Romen konsilinde resim karşıtlarını kınamış ve ikonlara saygı duymayı kabul etmiştir. Adeta bir “Put Kırma Harekatı” olan İkonoklazm hareketi, Hıristiyanlık dünyasında büyük tartışmalara sebebiyet vermiş ve VII. Genel konsil olan İznik Konsili 787’de bu sebeple toplanmıştır.3 Bu konsil sonrasında ikon karşıtları bastırılmış ve resimlere kült kaldığı yerden devam etmiştir. Özetle “İkon” denilen şey tamamen Hıristiyan kültürü ve tarihiyle alakalı kavramdır.

Bu kelimenin bizim kültür ve medeniyetimizle, geleneklerimizle uzaktan yakından ilişkili olmadığı aşikardır. Kendi yaşadığımız mekanlara Hıristiyanlarca kutsal kabul edilen bir objenin ismini vermek açıkçası pek hoş görünmemektedir.  Eğer bu kelimenin anlamını biliyor ve bile bile bu ismi tercih ediyorsak, ellerimizle yaptığımız şeyleri kutsuyor gibi bir pozisyona kendi kendimizi düşürmez miyiz? Eğer bilmiyor da bu ismi veriyorsak o daha da vahim değil mi?

                                                                                                      

                                                                                                  

  1. Mehmet, Aydın, “İkon”, Ansiklopedik Dinler Sözlüğü, Damla Ofset, Konya, 2015, s. 328.
  2. Şinasi Gündüz, “ikona”, Din ve İnanç Sözlüğü, Vadi Yay., Konya, 1998, s. 185.
  3. Mehmet, Aydın, “İkon”, Ansiklopedik Dinler Sözlüğü, Damla Ofset, Konya, 2015, s. 329-330.

 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum