RÜYA ÇİFTÇİ: RÜZGÂRA KAFA TUTAN YAPRAK MİSALİ

İnsan toprağa düşmüş bir tohum gibidir. Kimi yavaş yavaş büyür, filizlenir, toprağa zayıf köklerini salar. Güçlenir her yağmur damlasıyla daha da toprağına tutunur, can bulur...

RÜYA ÇİFTÇİ: RÜZGÂRA KAFA TUTAN YAPRAK MİSALİ
07 Ekim 2019 - 20:24 - Güncelleme: 07 Ekim 2019 - 22:58

RÜZGÂRA KAFA TUTAN YAPRAK MİSALİ

İnsan toprağa düşmüş bir tohum gibidir. Kimi yavaş yavaş büyür, filizlenir, toprağa zayıf köklerini salar. Güçlenir her yağmur damlasıyla daha da toprağına tutunur, can bulur... Günler geçtikçe serpilir, kara, kışa, rüzgâra direnir. Yıllar sonra da koca yaşlı asırlık bir çınar olur... Kimi de düştüğü toprakta filizlenir ama rüzgâra, kara kışa dayanamaz, pes eder, yok olup gider...

Biz insanoğlu da böyle değil miyiz kimi hayatın zorluklarınla mücadele eder, inatla zorluklara kafa tutar, hâli kalmadığı zaman bile gücünü toplayıp inatla umutla tutunur hayata...

Bazılarımız da hayata kafa tutamaz, yorulur, tükenir, biter ve sonunda hayatın ağır yükü altında ezilir, yok olup gider...

İşte bu satırları okuduğum zaman anladım ki, ben bu değilim. Ben hayatın ağır yükü altında ezilen, umutları hayalleri bitmiş biri değilim... Ben her düştüğünde ayağa kalkan, rüzgâra inatla kafa tutan tarafım...

Bunu fark etmem belki aylarımı, yıllarımı aldı ama sonunda farkına vardım... Evet, kansere ikinci kez yakalanmış olabilirim ama ben ilkini başardım, ikincisini de başarabilirim, yapabilirim...

Kendimi önce sahile attım, rüzgârın saçlarımı okşayışı, martıların kanat çırpışları, denizin buram buram kokan kendine has kokusu... Bir bank ilişiverdi gözüme, belki o bankta saatlerce oturdum... Ama bir karar verdim. Bu yolda canımı bile versem "Çok savaştı, inandı, inandırdı " desinler...

Aylar sonra kanserin son evrelerindeyken, olmayan gücümü toplayıp yine o sahile gittim. Yine o gözüme ilişiveren banka oturdum... Ama o gün bankta oturan kızla, şimdi ki kız arasında çok fark vardı... Aylar önce bu bankta uzun saçlı, yanakları al al, güzel bir kız oturuyordu... Şimdi ise o kızdan eser yoktu. Saçları dökülmüş, kaşı, kirpiği belli belirsiz, nefes almaya bile mecali olmayan zavallı bir kız...

İşte yine o bankta ben saatlerce oturdum. İçimde bir huzurla sıkıntı arasında gidip gelen bir his vardı. Defterimi açtım ve ilk sayfasına "Çok direndi, çok savaştı bu uğurda yenik düştü " yazdım... Kalemimden dökülenlere ben bile şaşırmıştım. Başımı kaldırıp gökyüzünün maviliğini izlerken bir an nefesim kesildi... İşte aylar önce bu bankta karar alan ben, aylar sonra da bu bankta can verdim...

 Rüya Çiftçi 07.10.2019

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum