Raziye TOKGÖZ: UMUT

Anlamıyorum ben; içime kaktüs ağaçları ekenler çiçeği çıksın diye mi ekti, yoksa dikeni batsın diye mi? Kalbim, benim marazlı çocuğum.

Raziye TOKGÖZ: UMUT
15 Eylül 2019 - 21:28 - Güncelleme: 16 Eylül 2019 - 19:47

UMUT

İçimi yağmurlarla yıkasam acım, şaşkınlığım, kızgınlığım, kırılmışlığım geçer mi bilmiyorum. Öyle aciz, öyle içinde susmuş, öyle yorgun yaptılar ki açılmasını istemiyorum durgunluğumun. İnancım çoğu şeye karşı yok olalı bayağı olmuştu, ıslatmıştım yüreğimi çimen sularıyla, kokusu iyi etmişti toprağın ya da durmayı öğretmişti hiçbir şey olmasa bile bu dinginlikte. Tek kötü sen değilmişsin bunu öğrendim, içinin bazı yerleri iyidir aslında senin, yardımseversindir; tek kusurun kendini fazla sevmendi ya da tekli iletişimlerinin tek ve yegâne sevgilerinin yetersiz gelmesi ve de bunu senin kullanmandı.

Ama her ne olursa olsun seni kötü bilmezdim, yaptığın şeyin iğrençlik ötesi olduğunu bilsem de. Sen bu insanlardan değildin, benim gördüğüm sen değildin hiç olmazsa. Gerçi gördüğüm yerdeki görünmezlerini göremiyorum. Anlamıyorum ben; içime kaktüs ağaçları ekenler çiçeği çıksın diye mi ekti, yoksa dikeni batsın diye mi? Kalbim, benim marazlı çocuğum.

Sen iyi ol diye katlanıyorum kendime. Sen pırpır et diye, sen gökyüzüne bile bakarken sevinçten heyecanlan diye. Yoksa ben kendimi kendimle alaşağı etmeyi bilirim en çok. Ama sen naifsin, kelebeksin, gölge düşsün istemem ki varlığına. Sen iyi ol diye, karanlık yüzlerin aydınlık taraflarını arar oldum -hoş bulduğum sadece bazen yansıyan güneş ışıklarından başka bir şey değildi ama. Kayboldu sanırım herkes, bu gördüklerim başka kimseler, başka şeyler. Tanımlayamıyorum. Tarif etsem bile anlamazlar künt ağrıyı. Tarif etsem, kelime anlamını bilmek için sözlüğe bakarlar mahcubiyetin. Anlatsam, anlamazlar - ki çok anlattım.

Öyle bir kurtlar sofrası ki bu, gün geçtikçe büyüyor. Evrakta sahtecilik sadece evraklarda olmuyor, insanlıkta da sahtecilik aldı başını gidiyor sayın insan kardeşlerim. Kim, neden, nasıl böyle garip uğraşlar içinde inanınız bilmiyorum. İnsanı şaşkınlığa sokacak derecede yardımseverliği var demişti sevdiğim bir kimse, yardımseverlik insanı şaşırtıyor artık.

Burası terkedilmiş bir binanın içinde oluşan ekşimiş koku gibi, rutubet ise almış başını gitmiş, durmaya, kalmaya değecek herhangi bir vasfı yok; bu rutubetler her yere dağılmış, korkarım kalplerine de bulaşacak… Gözlerini kör eden bu ucube yerin mis kokulu çiçeklerini taşların arasından çıkıyor görüyorum, işte bu umut beni, yeri göğü her şeyi kucaklayacak hale getiriyor.

Raziye Tokgöz 14.09.2019

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum