Prof. Dr. Ahmet Nuri Yüksel, Hakk'a yürüdü

Eşref Bitlis'in uçağının düşürüldüğünü söyleyen ve ispatlayan bilim adamıdır

Prof. Dr. Ahmet Nuri Yüksel, Hakk'a yürüdü
04 Aralık 2017 - 08:02 - Güncelleme: 04 Aralık 2017 - 08:09

~~Ötüken yayınlarının kuruluşundaki temel taşlardan birisiydi. Bahaeddin Özkişi'yi keşfedip kamuoyuna tanıtan kişi idi. (Merhum Özkişi' İTÜ 'de makina teknisyeni olarak çalışırken, Ahmet Nuri ağabey yazdıklarını görüyor ve Ötüken'de Göç. Zamanı, Sokakta, Köse Kadı, Uçak Adam adlı eserlerini neşretti.


~~Ötüken Neşriyat ve Bilge Kültür Sanat Yayıncılık'ın kurucularından eski Marmara Kıraathanesi müdavimlerinden olan Ahmet Nuri Yüksel dün sabah saatlerinde geçirdiği kalp krizi ile vefat etti.


Prof. Dr. Ahmet Nuri Yüksel dün sabaha karşı kalp krizi geçirdi ve tüm müdahaleye rağmen yaşamını yitirdi. 82 yaşındaki Yüksel’in ölümü yakınlarını ve sevenlerini üzüntüye boğdu. Yüksel’in cenazesi, İstanbul Fatih'te bugün öğle namazına müteakiben Fatih Camii'nde kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecek.

İTÜ UZAY ARAŞTIRMALARI BÖLÜMÜNÜN KURUCU DEKANIYDI

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uzay ve Havacılık Bilimleri Fakültesi Kurucu Dekanı olan Yüksel, havacılık bilimi üzerine yazdığı makale ve kitaplarla Türk Havacılığına hizmet verdi.

Yüksel, Bilge Kültür Sanat’tan çıkan “Türkiye’de İnsansız Uçak Aldatmacası” isimli kitabının arka kapak kapak yazısında kendisini şöyle anlatıyor:

“İTÜ Uçak Bölümüne girdiğim 1955’den bugüne 57 sene uçak ile... Son 32 senem münhasıran uçak dizaynı ile geçmişdir. Yepyeni iki dizayn metodunu getirdim İTÜ’ye; onları hakkıyle okuttum; bu metodu okuyarak mezun olanlar 300’den fazladır. İkisi teori, dördü bunların uygulaması 6 uçak dizayn kitabı yazdım. Bununla, milletime bu konuda verdiğim hizmetin bittiği kanaatinde iken; gün-be-gün yazılı-sözlü-sesli medyada durmadan insansız uçak odaklı yalan söylendiğini, sivil-asker devlet-hükûmet ricâlinin bu yalanlara inandığını gördüm. Medya haberi olarak bu yalan ve yanlışları tesbit edip yorumladım; doğrularını ortaya koydum. Devlet ricâline bu gerçeği anlatmayı başaramadım. “Feryâdıma ses vermez, duvarlar dilsiz / Geçiyor baharlar çemensiz, gülsüz.” diyor şâir; aynen öyle. Bir tek merci kalmış idi anlatılacak: Hep istismar edilen mâsum milletim. Gazetem, radyom, televizyonum yok; düşündüm ki, benim gibi, elinde sivil-askerî hiçbir gücü olmayan yalnız bir insan bunu ancak milletin içine kurt düşürerek yapabilir. Ben de bunu yaptım. Bu ilhâmı, 48 sene evvel siyâsete yeni girmiş bir parti liderinin mitinginde yaptığı konuşmanın giriş sözünden, Yer beni isimli Urfa horyatı’ndan aldım:

Yer beni, yer beni;
İçime bir kurt düşdü; Gece-gündüz yer beni.
Ben bu derdden ölürsem; Kabûl etmez yer beni.
“Ben sizin içinize kurt düşürmeye geldim; siyâset yapmaya değil.”

 


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum