Nihan BALLI Yazdı: Matmazel Noraliya'nın Koltuğu

"...Matmazel Noraliya'nın koltuğu vardır. Bu, bir isyanın ve insan düşüncesi kadar yeni bir aydınlığın sembolüdür."

Nihan BALLI Yazdı: Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
12 Temmuz 2019 - 11:46

"FERİT, Ferid, it, id, t, d, t değil, d, fonetik..."

Bilinç akışı tekniğinin başarılı bir örneği ile ilk sayfada karşılaştığımız bu roman Peyami Safa tarafından 1949'da yazılmış psikolojik bir romandır. Bilinç akışı, iç monologdan farklı olarak, zihinden geçenlerin bilinçsiz ve imla kurallarına dikkat etmeden birbirini takip etmesi yoluyla oluşturulan anlatım tekniğinidir. Türkiye'de ilk olarak Cumhuriyet döneminde karşılaşırız. Modern romanlardan modernist romanlara geçişte karşılaşılan tekniklerden biridir. Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar adlı romanında bu tekniğin başarılı bir uygulamasını romanın büyük bir kısmında görmekteyiz. Yusuf Atılgan da bu tekniği kullanan başarılı isimlerden birisidir. Fakat onlardan önce Peyami Safa, bu romanında tekniği az da olsa kullanmıştır. Anayurt Oteli ile benzerlikler gösteren Matmazel Noraliya'nın Koltuğu romanını sizlerle paylaşmak için ikinci defa okuyup inceledim.

Matmazel Noraliya'nın Koltuğu Ferit karakterinin hedonist ve materyalist yaşantısından mistik bir yaşantıya uzanan yolculuğunu iki bölüm ile anlatır.  Birinci bölümde Ferit, bu yolculuğa tıp fakültesini bırakıp felsefe bölümüne geçmek ile başlar. İstanbul'da bir pansiyonda yaşar. Bu pansiyon tıpkı Anayurt Oteli'ndeki gibi, Ferit'in "el-cinni" olarak adlandırdığı tuhaf insanların toplandığı bir pansiyondur. Orada geçirdiği altı gün boyunca olağanüstü olaylar yaşar. Her seferinde bunları akli yollarla açıklamaya çalışır. Kız arkadaşı Selma ile yaşadığı kötü olayların sonrasında pansiyonda tanıştığı Aziz, ona Ada'yı tavsiye eder ve roman artık ikinci bölümde başka bir boyuta taşınır. Ferit Ada'da ev kiralar, bu ev yakın zamanda ölmüş, gizemli bir kadın olan Matmazel Noraliya'ya aittir. Asıl adı Nuriye olan bu kadın rüya ile gerçeklik arasında Ferit'e görünür ve onu çağırır, odasına götürür. Koltuğunu gösterir. 

"Ben bu koltukta otuz iki sene oturdum. Kaçtım insanlardan. Her şeyi sildim. Ruhumun dibine indim. Ve... O'nu gördüm. Şimdi... Sende göreceksin. "

İşte bu sözlerle Ferit'in yaşadığı ferdi ve ruhsal tecrübe, onu yaşadıklarının rüya olmadığını anladığı anda ikna eder ve Ferit artık başka biri olur. Fotika'dan Noraliya'yı dinler, mektuplarını okur.  Bu sayede artık "ben" olgusunu aşar, Tanrı'ya yönelir. İç huzurunu bulur. Basit bir dine geçiş değildir bu. Ferit ruhunu terbiye eder. Gerçekleri görür. Romanın yazılma sebebi zaten insanlığın "ben" olgusu üzerinde çırpınıp durduğu ve duyguların bir kenara atıldığı materyalist dünya görüşünü eleştirmektir. Romanın sonlarına doğru yazılan şu sözler bunu açıklar:

"Büyük hayal kırıklıklarından sonra, arzu etmekten ürken ve kendi kabuğuna çekilen ben, bütün felâketlerin sebebini kendinde, kendi arzularında bulduğu için artık kendi kendini yemeye başlar. Temaşa (Contemplation) merhalesinden fena (Mortification) merhalaesine geçmek üzeredir. İskenderiye okulundan beri Katolik ve İslâm tasavvufunda, alâik'ten tecerrüd'den fenafillâh'a kadar giden mertebelerin türlü derece ve isimleri vardır. Noraliya'nın hayatında ve defterlerinde temaşa ve fena merhalelerini açıkça görüyoruz. Kendisini Allah'tan ayıran karanlık duvarların benlik olduğunu anlayınca onu atıp kâinatın ruhuyla birleşmek özleyişini duyuyor..." 

İçerisinde Doğu ve Batı arasında sıkışıp kalmış, benliğine yapışıp, O'nu unutmaya yüz tutmuş insanların eleştirisini yapan bu roman 1949'da yazılmış ama bu romandan yıllar sonra 2019 yılında bile hâlâ aynı sorunlarla mücadele ettiğimizi görünce aslında insanların o ışıklarla kuşatılmış koltuğa gerçekten ihtiyacı olduğunu görüyorum... Ben'i aşamayan ve küçük duvarları arasında sıkışıp kalanlar için, harika bir roman... Rab, Allah, Tanrı, doğa veya herhangi başka bir şey, farketmez sizin için "O" ne ise, ona ulaşmanızda küçük bir adım için bu roman iyi bir başlangıç olabilir.

"...Matmazel Noraliya'nın koltuğu vardır. Bu, bir isyanın ve insan düşüncesi kadar yeni bir aydınlığın sembolüdür."

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Günün Başlıkları