Necip Fazıl'ın kitapları matbaadayken tükenirdi

Türk basın dünyasının duayen isimlerinden, yazar, yayıncı ve tarih araştırmacısı Yalçın Toker, hayallerinin peşinden gitmeye devam ediyor. 81 yaşında Toker Yayınları’nı yönetmeye devam eden emektar kalem, “Necip Fazıl’ın kendi hazırladığı anlaşmalarla 7 kitabını yayınladık. Üstad’ın kitapları matbaadayken tükenirdi” diyor. İlker Nuri Öztürk,15 Nisan 2018, 04:00 Yeni Şafak

Necip Fazıl'ın kitapları matbaadayken tükenirdi
15 Nisan 2018 - 13:56

ağaloğlu’nun basın ve yayın açısından hareketli olduğu günlerde gazeteciliğe başlayan Yalçın Toker, ilerleyen yaşına rağmen başladığı yolda yürümeye devam ediyor. 81 yaşındaki Toker, spor muhabirliği, köşe yazarlığı, tarih araştırmacılığı, yayıncılık ve dergicilik yaptı.Her gün yayınevinin Küçükçekmece Cennet mahallesindeki bürosuna gelip birkaç saat geçiriyor. Toker Yayınları’nda Necip Fazıl, Ahmet Kabaklı’nın kitaplarını yayınlayan, Turgay Şeren, Yaşar Doğu, Baba Hakkı gibi sporcularla röportajlar yapan Toker ile eski günleri konuştuk.

NECİP FAZIL’LA ANADOLU’YU GEZDİK

Çevresineki arkadaşlarının tefrikalarını kitaplaştırmak için Toker Yayınları’nı kuran Yalçın Toker, ilk elden birkaç kitap yayınlar. Bir gün Toker Yayınları’ndan içeri Necip Fazıl girer. Yayınevinin kaderi, o gün değişir: “Üstad Cağaloğlu’nda yayıncılığa başladığımızı duymuş, tebrik etmeye geldi. Benim kitapları da basabilirsin dedi. O ara bu teklifi duyan arkadaşlarımdan kimi ‘teklifi kaçırma’ kimi de ‘Üstad’la anlaşamazsın’ diyordu. Sevecen tavrıyla birlikte tikli gözlerinde büyüleyici bakışlar vardı. Kitaplarının telif hakkını bana imzalardı. Üstadım, evlatlarınıza kalsın dediğimde ise ‘onca kitaptan 7 tanesi sana kalsa ne olur. Sen de benim evladımsın’ dedi. İlk olarak “Peygamber Halkası”nı bastık. Kitaplara özen gösterip dört renkli, modern resimli şekilde yayınladık. Sonra da İdeolocya Örgüsü, Türkiyenin Manzarası, Son Devrin Din Mazlumları, Vahidettin, Ulu Hakan Abdülhamit Han kitapları geldi. Matbaa çıkışında insanlar beklerdi. Balyayı kapan dükkâna götürürdü. Bu böyle bir kaç sefer devam ederdi.”

Necip Fazıl’ın Çöle İnen Nur eserinin ismini kendisinin koyduğunu belirten Toker, sözlerine şöyle devam ediyor: “Kitap daha önce “O ki O Yüzden Varız” adıyla yayınlanmıştı. Genelde ‘şu şu kitabımın baskı hakları sana ait’ deyip parayı söylerdi, öderdim. Sabah olup matbaaya geldiğimde bir bakardım Üstad kağıtların üstünde yatıyor. Anadolu’nun birçok iline birlikte gittik, konferanslar verildi, kitaplar satıldı. Bu gibi bazı hatıralarımız var. Ben dobra konuşmayı severim. Dahasını söylemeye yüreğim varmaz.”

ESKİ KİTAPLARIN KIYMETİNİ BİLEMEDİM

Zamanla büyüyen Toker Yayınları, 1967’de Hilmi Kitabevi’ni de bünyesine katar. Hilmi’nin önemini Yalçın Toker’den dinleyelim: “Halit Ziya Uşaklıgil, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Refik, Abdülhak Şinasi Hisar, Ferit Devellioğlu’nun kitapları, Tagore’un Bülent Ecevit çevirisi ve nice klasik eserin yayın hakkını da almıştım. Matbaadaki kitapların ciltleri hazırdı, yeni kapaklar takıp raflara çıkardık. Oradan ayrıca yedi kamyon eski yazılı kitap çıktı. Ben de onları sahafa götürdüm. Daha öğlen olmadan sahaf parayı getirdi, 1 kamyondan bütün kitapların parasını çıkartmış. 6 kamyon da kendisine kâr kaldı. Şimdi baktığımda bunların kıymetini bilememişim.”

 

 

 

 

BAKIRKÖY’Ü MENDERES’TEN 35 KURUŞA ALDIM

Avukat olmasına rağmen gazeteciliği tercih eden ve hiç pişman olmadığını belirten Toker, “Arkadaşlarımın çoğu büyük şirketlerde avukatlık yaptılar, profesör oldular. Ben gazetecilik yolunda devam ettim. Sevdiğim işi yapmak istedim. Gazetede üç arkadaş bir daktiloyu nöbetleşe kullanırdık. Gazeteciliği ben böyle yaptım. Her şeyi herkesin yüzüne karşı söylerdim. Mecburen siyasete bulaşıyorduk ama Türkeş kızar, bunu yazmayayım demezdim” ifadelerini kullanıyor. Florya’da bulunan Basınköy’ün kurucusu olan emektar isim, “Arazinin tapusunu rahmetli Adnan Menderes’ten 35 kuruşa almıştım” diyor.

HER YAŞA GÖRE HEDEFLER DEĞİŞİR

Yayınevi ofisinde kitaplarla tek tek ilgilenen, belgeleri kontrol eden Yalçın Toker, yayınevinin köşe taşı isimleri hakkında “Ahmet Kabaklı ve Necati Sepetçioğlu’nun desteğiyle klasikler serisine başladık. İnci Enginün ve Abdullah Uçman da birer kitap hazırlamıştı. Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin ve Yusuf Akçura başta olmak üzere Rauf Tamer, Rahmi Turan, Aka Gündüz, Mahmut Yesari’nin kitaplarını yayınlamaya devam ediyoruz. 360 küsür kitap basmışım... İçimdeki gazetecilik hevesi hiç kaybolmadı. Her yaptığım bununla ilgilidir. Her yaşa göre hedefler değişir. Şimdiki hedef ise vakit geçirme” ifadelerini kullanıyor.

 

 

 

 

‘Üstad bizde yazar mı?’

* Necip Fazıl’ın MHP macerası ise Alparslan Türkeş’in Yalçın Toker’e sorduğu soruyla başlar: Üstad bizde yazar mı? Toker o günleri şu sözlerle anlatıyor: “Üstad hepimiz için büyük biriydi. Çıkardığı Büyük Doğu dergisinin etkisi büyüktü. Saygı duyulur ve takip edilirdi. Alparslan Türkeş de Necip Fazıl’ı üstad olarak görürdü. MHP hakkında, Türkeş lehinde yazılar yazdı. Üstad başka fikirler taşırdı ama Türkçülük lehinde yazılar yazmıştı. Hatta kurultayda bile konuşma yaptı.”

 

 

 

 

Baba Hakkı gibisi yok

* Gazeteciliğe aşık olan Yalçın Toker, spor yazarlığı yaptığı yıllarda hem yeşil sahaların hem de minderin efsane isimleriyle röportajlar yaptı. Macaristan milli maçında sakatlanıp hastanede yatan Ogün Altıparmak’ın refakatçisi, güreşçi Hamit Kaplan’ın Olimpiyat’a giderken yol arkadaşı oldu. Şampiyon güreşçi Yaşar Doğu’yla da ton balığını paylaştı. Galatasaraylı Turgay Şeren’le tavla oynayan, Baba Hakkı’yla yemek yiyen Toker, Beşiktaş’ın efsanesini şöyle anlatıyor: “Hakkı Yeten, dobra bir insandı. Günümüz Türk futbolunda onun gibi bir örnek yok. İnsan ilişkileri samimiydi. Herkesin problemine koşardı.”

Kaynak:https://www.yenisafak.com/hayat/necip-fazilin-kitaplarimatbaadaykentukenirdi-3224920

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum