Necdet CURA yazdı: MEDYA

İnsanlık tarihi boyunca ardı arkası kesilmeyen hadiselere baktığımızda savaşların önemli bir yer kapladığını görüyoruz.

Necdet CURA yazdı: MEDYA
21 Ocak 2019 - 19:36

                                             MEDYA

Medya, ‘’yığınlarla iletişimi sağlayan radyo, televizyon, gazete ve dergiler gibi basın yayın organlarının tümünü kapsayan ortak ad, kitle iletişim araçları, basın yayın.’’ anlamına gelir.

İnsanlık tarihi boyunca ardı arkası kesilmeyen hadiselere baktığımızda savaşların önemli bir yer kapladığını görüyoruz.

İlkçağ uygarlıkları olarak adlandırabileceğimiz Hititler, Sümerler, Asurlar gibi uygarlıklardan bu yana günümüze kadar olan süreçte savaş, insanlık tarihi için kaçınılmaz bir gerçek olmuştur.

Bazı savaşlar ve askeri mücadeleler silsileler halinde, bazıları ise nispeten daha kısa süren çatışmalardan ibaret olmuştur.

Bazı savaşlar çağ açmış, çağ kapamıştır. Bazı savaşlar devletler kurdururken, bazıları ise devletler yıktırmıştır.

İnsanlar savaşlara çok ciddi anlamlar yüklemiş, cephe önünde mücadele eden olduğu kadar cephe arkası olarak tarif ettiğimiz yerlerde de mücadele edenler olmuştur.

Mehter, bunların başında gelir.

Mehter, Osmanlı Devleti’nin fütühat yıllarında orduyu, askeri aşk ile cenk ettiren bir askeri bandodur. Bu bakımdan incelendiğinde dünyadaki ilk askeri bando olarak kabul edildiği söylenebilir. Cephe gerisindeki en önemli savaş  destekçilerinden birisinin müzik olduğunu biliyoruz. Mehter, bizim kültürümüzün en nadide maddi kültür ögelerinin başında gelir. Diğer milletlerde de mehter türevi savaş anında askeri coşturacak müzik bandoları bulunmaktadır. Bu, evrenseldir.

O dönemin savaşları cephe gerisindeki destekçileri bir tek, müzik ögeleri değildi.

Edebiyat kültürünün yavaş yavaş oturmaya başlamasıyla birlikte ordu ve onun mensupları için şiirler, romanlar yazılmıştır.

Edebiyat, bir diğer sanat olan Müzik gibi dikkatlarimizi çekmektedir.

Günümüzde ise, artık savaşlar daha çok kültürel anlamda yaşanmaktadır. Girişte verdiğim Mehter ve Müzik örnekleri anlattıklarımı daha somutlaştırmak adınadır.

Günümüzün savaşları soft power(yumuşak güç) olarak da nitelendirebilir. Bu soft power meselesi ise başlı başına yazı yazılabilecek kadar değerli ve kıymetlidir. Bu konuya ilerleyen yazılarda ayrıca değiniriz.

Eskinin savaş destekçisi olan müzik, hala varlığını sürdürüyor. İnsan, kainata adım attığından bu yana ritim tutmuş, taklid etmiş, görmüş, araştırmış ve nihayet üretmiş. Bundandır ki müzik, tarih boyunca şekil ve alet değiştirse dahi varlık sahası daha da genişleyerek hayatımızda önemli bir yer tutuyor.

Müziklerin anlattıkları, parçadan parçaya değişiklik gösterebiliyor.

Hüznün ahengini de işitebiliyorsunuz, mutluluğun ellerine de dokunabiliyorsunuz, bir yalnızlığın rıhtımına da kapılabiliyorsunuz.

Teknolojinin gelişmesi ile başlayan süreçte, filmler ortaya çıkmıştır. Filmler, günümüzde endüstriyel eğlence olarak nitelendirilebilecek bir meseledir. Artık, eğlence endüstrisi vardır ve sosyo-kültürel düzeylere göre yıl yıl eğlence alışkanlıkları kendiliğinden çağa ayak uyarak değişmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri, bu sinema endüstrisini en iyi kullanan ülkedir. II.Dünya Savaşı yıllarında (yazımızın başında orduya değinmiştik) askerlerini motive etmek için propoganda filmleri çekmiştir. Bu filmler vasıtasıyla, asırlar önce müzik ile şevk edilen ordu artık çağın da değişmesiyle birlikte filmlerle teşvik edilmekte, ordunun moral ve motivasyonu arttırılmakadır.

Zamanında sadece bir kısım zümreye hitap eden bu propaganda filmler, artık cihanşumul olan yeryüzü sayesinde herkesin çok rahatlıkla izleyebileceği bir hal aldı. ABD’de hiç tutmayan bir filmi, Çin sinemalarında yasaklanan bir diziyi bugün çok rahat bir şekilde İnternet ve onun desteklediği teknolojiler katkısında bulabiliyorum.

Çağ, değişti!

Medya, güçlü bir silahtır. Fakat, onu kullanabilirseniz. Eğer, kullanamazsanız sadece sıradan bir izleti olur. Kullanabilirseniz milletinizin milli ve manevi değerlerini başarılı bir şekilde aktarabilir, mesajınızı alıcı kitleye rahatlıkla ulaştırabilirsiniz. Hedeflenen kitleyi iyi seçmelisiniz. Onların yaşantılarına uygun sıkmayan, boğmayan bir belgesel veya film kitleleri etkileyebilir.

Namık Kemal, Vatan Yahut Silistre adlı oyunuyla halkı sokaklara çıkartabilmişti. Bu, sanatın gücüdür.

Sanata, bir damar olarak gören kişiler ve toplumlar daima yükselir. Tarih, bize bunu göstermiştir.

Kitle iletişim araçları adlarını verdiğimiz araçlar artık hiç masum değil. Sosyal medya adını verdiğimiz platformlar aracılığıyla zevklerimiz, bakış açılarımız, keyiflerimiz değişebiliyor.

Dünyaya hakim olmak, eskiden güçlü ordular ve donanmalardı. Yazıda bolca söyleğim gibi değişen dünyayı anlamalı ve bu dünyayı kendi dilinizden bakabilmek ve olayların gerisinde kalmamak için medya’ya hakim olmalısınız.

Ahlaki erozyan da yaşatabilirsiniz, milli inkişaf da.

Seçim sizin!

 

Necdet Cura

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum