Necdet CURA yazdı: KIBRIS: BİR DOĞU AKDENİZ HİKAYESİ

Ankara Temsilcimiz Necdet CURA Yazdı: "KIBRIS: BİR DOĞU AKDENİZ HİKAYESİ"

Necdet CURA yazdı: KIBRIS: BİR DOĞU AKDENİZ HİKAYESİ
09 Ağustos 2019 - 14:42

KIBRIS: BİR DOĞU AKDENİZ HİKAYESİ

Kıbrıs, tarih boyunca stratejik konumu nedeniyle hep önemli olmuş bir adadır.  Anadolu’nun güneyinde, Suriye’nin batısında, Mısır’ın kuzeyinde yer alır ve her zaman Akdeniz hakimiyeti söz konusu olduğu zaman bu adanın ismi defalarca zikredilir.

Osmanlı Devleti, Sultan II.Selim zamanında adanın hakimi olmuştur.

 Kanuni Sultan Süleyman döneminde Rodos alınmış, Preveze ve Cerbe gibi büyük zaferlerle Akdeniz hakimiyeti lehimize gelişmelerle sonuçlanmıştı. Barbaros Hayreddin Paşa gibi tarihimizin gördüğü en büyük Kaptan-ı Derya zamanında 28 Eylül 1538 tarihinde, Haçlı ordularına karşı Osmanlı Devleti’nin kazandığı zaferle Osmanlılar, Akdeniz coğrafyasındaki güçlerini arttırmışlardır. Cenevizli amiral Andrea Doria’nın birleşik Haçlı ordusu ise bu deniz savaşından yenik ayrılmıştır.  Türklerin, karada çok başarılı olduğu bir taktik olan Hilal Taktiği bu sefer denizde uygulanmış ve yine başarıyla ulaşmıştır. Bu zafer bugün ‘’Deniz Kuvvetleri Günü’’ adıyla coşku ve sevinçle kutlanmaktadır.

Hemen ardından 1560 yılında bugün Tunus yakınlarda olarak tarif edebileceğimiz coğrafyada, Akdeniz’in ortasında, Cerbe adası açıklarında, Kaptan-ı Derya Piyale Paşa komutasındaki Türk donanması, İspanyol donanmasının başını çektiği Haçlı donanması ile yine çarpışmıştır. Bu sefer de zafer yine Osmanlı Devleti’nin olmuştur. Preveze Zaferi sonrası bu zafer ile Akdeniz hakimiyeti pekişmiştir. Bu zafer de pek bilinmese bile Akdeniz hakimiyeti için çok kıymetli bir yere sahiptir.

Bütün bu büyük savaşlar Kanuni Sultan Süleyman’ın saltanatı yılları arasında olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman vefat ettikten sonra  ‘’Sarı’’ lakabıyla tarif edilen, Hürrem Sultan’dan olma oğlu olan II.Selim tahta çıkar. Bu dönem bazı tarihçiler için Duraklama olarak kabul edilse bile deneyimli ve zeki vezir Sokullu Mehmet Paşa hala hayattadır. Sokullu, devletin kolu ise II.Selim ruhu ve aklı olmuştur.

Yavuz Sultan Selim ile birlikte, Memlük Devleti’ne son verilir. Kutsal Topraklar olarak adlandırılan Mekke ile Medine(Hicaz) Osmanlı Devleti’nin hakimiyetine geçer. Kıbrıs adası ise o tarihlerde Venedik mülküdür. Venedik,  Memlük Devleti’ne verdiği vergiyi bundan sonra Osmanlı Devleti’ne verir.

Preveze ve Cerbe gibi zaferlerden sonra Akdeniz hakimiyetini pekiştirmek ve arttırmak gayesiyle artık Kıbrıs’ın  fethedilmesi devlet için elzem olmuştur.

Yükseliş’in Sembolu olarak adlandırılan, yetkileri son derece geniş olan Sokullu Mehmet Paşa ise bu duruma itiraz ediyordu. İtirazın altında mantıklı ve tutarlı nedenler yatıyordu. Sokullu, Kıbrıs adasının alınabileceğini ama daha sonra Haçlı donanması ile tekrar karşı karşıya gelinebileceğini söylüyordu.

Kıbrıs’ta konumlanan korsanların Osmanlı gemilerine saldırması ve taciz etmesi, coğrafi konumu, Anadolu, Mısır, Suriye sahillerine yakın olması ve Venedik tehditlerinin diri olması gibi nedenlerden ötürü Kıbrıs seferi için fetva Şeyhülislam Ebusuud Efendi’den alındı.

 Maddi yönlerin olduğu kadar işin manevi yönü de vardı. Hz. Muhammed(SAV)’in Hala Sultan denilen Ümmü Hiram ile bir konuşması bu adayı çok daha önemli bir yere taşıdır. Hala Sultan, Hz. Osman döneminde Kıbrıs adasının fethi için denize açılmış ve Kıbrıs’a gitmişti. Türbesi bugün hala Kıbrıs adasındadır.

Kıbrıs adası için her iki taraf da ciddi bir muharebe yaşadı. Magosa’da  Marco Antonio Bragadin’in bu bölgeyi savunması Türk tarafını zorlamıştı. Venedik avukatı ve Venedik askeri subayı ile olan mücadele amansız bir hale geldi. İstanbul’un  Fethi hadisesinde de kritik bir yere sahip olan Lağımcılar fethi kolaylaştırdı. Muhasara uzamıştı. Çok güçlü ve planlı saldırılara karşı Venedik kuvvetleri direnmenin gereksiz olduğunu kabul etti.

Nihayetinde Lala Mustafa Paşa ve  Piyale Paşa ise bir yıllık kuşatmanın ardından bu adayı tekrardan İslam toprağı haline getirdi.

Kıbrıs, yıllardan beri sürecek olan bir Türk hakimiyetine girmişti.

Yıllardan beri süren stratejik önemli asırlar geçse de sürmeye devam edecek.

Necdet CURA

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum