MEHMET AKİF'İN MAHALLE KAHVESİ ŞİİRİ ÜZERİNE / Ramazan BARDAKÇI

Ramazan BARDAKÇI yazdı: MEHMET AKİF’İN MAHALLE KAHVESİ ŞİİRİ ÜZERİNE

MEHMET AKİF'İN MAHALLE KAHVESİ ŞİİRİ ÜZERİNE / Ramazan BARDAKÇI
00 0000 - 00:00 - Güncelleme: 18 Mayıs 2020 - 23:47

MEHMET AKİF’İN MAHALLE KAHVESİ ŞİİRİ ÜZERİNE

Hayatı boyunca Türk-İslam davasını yüceltmeye çalışmış olan Mehmet Akif Ersoy, yaşadıklarını kaleme almış farazi olanlarla iştigal etmemiştir.  Zira “Ağlarım Ağlatamam” adlı şiirinde;

Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim

İnan ki her ne demişsem görüp de söylemişim

Mısraları Mehmet Akif’in sanatta benimsediği çizgiyi açıklamaktadır. Zor günlerden geçen milletin hislerine tercüman olup millet olma şuurunu kazandırmak için kalemini ve hitabetini bu amaçla kullanmıştır. Hayal satan veya hayalperest değil vatan ve millet aşkıyla şiirlerini yazmıştır.

                Mehmet Akif, ülke gerçeklerini ifade ederek halkı uyarmak, uyandırmak, kurtuluş ve bağımsızlık şuurunu nakletmek için kaleme aldığı “Safahat” adlı eserinde sosyal mesaj içerikli şiirler de kaleme almıştır. Bu şiirlerden biri de “Mahalle Kahvesi” adlı şiiridir.

                Halkın rağbet gösterdiği yerlerin başında gelen kahvehaneler, tütün içilen, boş vakit geçirilen mekanlar olarak anlatıldığı şiirde Mehmet Akif, bu mekanları ağır şekilde eleştirmektedir. Damarlarında cesaret kanı bulunan bir milletin evlatlarının tüm cesaretini kaybetmesinin sebebi olarak bu mekanları gösterir. Dönemin ağır şartları altında boş oturup, tütün içmenin ecdada saygısızlık olarak görmektedir. El birliği edip cennet vatanı gül bahçesine çevirmek ve vatanda gözü olan düşmana dünyayı dar etmek yerine boş vermişlik yapılması şairi haddinden fazla üzmekteydi.

                Ne hastanesi kalmış zavallı eslafın/Ne bir imareti, bitmiş elinde ahlafın

                Kanalların izi yok, köprüler harap olmuş/Sebillerin başı boş, çeşmeler serap olmuş

Mısralarında ülkenin durumunu gözler önüne serer.

                Kahvehanelerden bahsederken oraları ahıra benzetmektedir. Ahır ile kahvehanelerin tek farkı ise birinin yemlikli diğerinin yemliksiz olduğunu söyler. Mekanın kirli ve bakımsız hali ile içler acısı durumuna aldırış etmeden buralarda pinekleyen insanlar zaman geçirdikleri bu mekan ile bütünleşmiş halleri vatanın geleceği için son derece tehlikeli bir hal olarak görür.

                Zaman ülkenin aleyhinde işlerken domino oynamak, zar atmak, iskambil kağıtlarına sarılmak şuurunu kaybeden milletlere has bir tavır olarak görür. Mehmet Akif, insanların hiçbir işi yoksa dahi ailesi ile vakit geçirmesi, çocuklarının talim ve terbiyesi ile meşgul olması gerektiğini belirtir.

                Çalışmayı ibadet sayan dinin mensuplarına yakışmayan tavırlardan bir an önce vazgeçilip milli şuuru yakalama derdine düşülmesi için kaleme aldığı bu şiiri ile milleti uyarmaktadır.

                Çalışmaya verdiği önemi sıkça tekrarlayan şair, Küfe adlı şiirinde babasını kaybeden çocuğun çalışıp geçimini sağladığı küfeyi tekmelemesine serzenişte bulunarak anlatmakta, çocuğu tatlı dille uyarmaktaydı. Çalışıp aile geçindirmenin kutsal bir vazife olduğunu ifade etmektedir.

                Seyfi Baba şiirinde çalışmanın önemi vurguladığı şu çarpıcı mısralar, çalışma azim ve gayretin amacını açıklar mahiyettedir:

                Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası

                Dostunun yüz karası düşmanının maskarası

Günümüzde de sosyal medya ve iletişim araçlarına olan bağımlılık milletimizi çalışmaktan ve üretmekten alıkoymaktadır. Ülkesi adına düşünen ve üreten insanların sayısını artırmak için bu uyarıları kaale almak zorundayız.

Ramazan BARDAKÇI    

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum