KÖRFEZİN NAZLI KIZI: Ergül ALTAŞ Yazdı

Ülke ve millet olarak Allah’ın büyük bir lütfuyla anlattığımız darbe girişimi musibetinden sonra...

KÖRFEZİN NAZLI KIZI: Ergül ALTAŞ Yazdı
23 Ağustos 2016 - 11:15 - Güncelleme: 23 Ağustos 2016 - 11:20

KÖRFEZİN NAZLI KIZI

                                                                                                    Ergül ALTAŞ

 

Ülke ve millet olarak Allah’ın büyük bir lütfuyla anlattığımız darbe girişimi musibetinden sonra memurların durdurulan yıllık izinlerinin serbest bırakılmasıyla bir haftalık kısa bir teneffüse çıkma imkânına kavuştum.

Nasip oldu altı yıl önce görev yaptığım Darıca’yı ziyaret ettim.

Manisa’dan Darıca’ya özel aracımla beş saatlik hoş bir yolculukla ulaştım. Kafama esen yerde kenara çektim. Termosumda sıcak suyum hazırdı. Çay kahve ile gönlümün keyfini yaptım. Yol boyunca hafiften çiseleyen yağmurun ritmine uydum. Şarkılara türkülere kulak vere vere uzakları yakın ettim.  Hava hoş, trafik yağ gibi akıyordu. Yalova’yı geçip Altınova’ya yaklaşınca aldı bizi bir düşünce. İzmit Körfezi’ni feribotla mı geçelim, yoksa çiçeği burnunda Osmangazi Köprüsü’nden mi?

Hanımla oğlum daha önce köprüden geçme saadetine nail olmuşlardı. Sen bilirsin, diye kararı bana bıraktılar.

Köprüde selfi yapma gibi bir sevdam hiç olmadı. Her şey köprü, duble yol, AVM ve betonlaşmadan ibaret değil. Bunlarla aramdaki mesafeyi hep korumaya çalıştım. Maddi ihtiyaçları karşılanan toplumların manevi ihtiyaçları ihmal edilirse ortaya çıkan medeniyet değil ucube oluyor. En az midemiz kadar gözümüzün gördüğüne, gönlümüzün sevdiğine de kıymet vermeliyiz ki kalbimizin sesini duymaya devam edelim.

Yolculuk ne kadar güzel geçse de yorucu oluyor. Feribot binersem 30 dakika dinlenirim. Köprüyü tercih edersem dinlenmeyi unutup direksiyon sallamaya devam edeceğim. Direksiyon sallarken manzara da seyredemeyeceğime göre. Feribot bir, köprü sıfır.

Bir de ezeli müzmin muhalif tarafımız var ki sormayın. Hız ve haz çağında sırf bunu protesto etmek için feribotu tercih etmeliyim. Oldu mu iki sıfır? Daha ne olsun! Sonuç net.

Meteliğe kurşun atan biri olarak durumun cep açısından değerlendirmesine gelince; köprü 90, feribot 60 TL. Feribotla geçiş biletini gidiş dönüş alırsan 50 TL’ye düşüyor. Hesap ortada. Feribot üç, köprü sıfır.

Köprüyü otobüs, kamyon gibi belli saatte belli yerde olması gereken uzun yol şoförlerine bırakıp direksiyonu Topçular Feribot İskelesi’ne kırdım. Aynı anda içimde dalgalar oynaşmaya, martılar dönmeye başladı. Körfezin nazlı kızı gözlerime demir attı.

Bilet gişesinde skor dört sıfır oldu. Altı tercihten oluşan bir feribot menüsü hediye edildi. Biletimiz gidiş dönüş olduğu için elde var iki menü. Bir de biz ekledik. Hiç fena değil. Nazlı kızın güvertesine çıktık. Menünün ve manzaranın tadını çıkardık. Deniz hafif dalgalı, martılar şen şakrak. Nazlı kız her zamanki gibi heyecanlı. Yüreği pat pat atıyor. Manzara durumu beş sıfıra getirdi.

Körfezi feribotla geçmenin güzel yanlarından biri de size eşlik eden martıları simitle beslerken ortaya çıkan muhteşem görüntüdür. Martıların atılacak simitleri beklerken havada adeta asılı kalmaları, atılan simitleri pike yaparak yakalayışları dadına doyulmaz görsel bir şölendir benim için. Ya köpük köpük yarılan dalgaların sesine karışan seslerine ne demeli? Devasa şehrin öğüten, un ufak eden, hayhuyuna, gürültüsüne karışmadan önce alınan derin bir nefestir bu musiki. Oldu mu altı sıfır.

Bazı eserlerin değerlerini anlamak için uzaktan bakmak gerekir. Yakınına vardığınızda güzellikten nasibini almamış görüntüsü üstlendiği görevi layıkıyla anlamamızı gölgeleyebilir.  İzmit Körfezi’nin iki yakasını bir araya getiren Osmangazi Köprüsü karşımızda, neden üstümden geçmediniz der gibi, somurtuyor. İncelikten, güzellikten nasibini almamış yeni gelin gibi naz ediyor. Yüz vermediğimi görünce alınıyor. Sanat eseri değil köprüyüm ben, diyor sanki. Tavuğuna kış mı dedim? Neden surat asıyorsun? Üstünden gelip geçmedim diye gönül koymanın ne âlemi var? Ben gelip geçmesem de devlet baba geçmiş gibi ödemiyor mu ücretini?

Uzaktan çıplak gözle bir şeye benzetemediğim için beğenmediğim köprüye haksızlık yapmaktan korkarak feribotun güvertesinde bulunan dürbünden baktım. Sonuç değişmedi. Gördüğüm modern dünyanın aynı abus yüzüydü.

Körfezi feribotla geçerken Osmangazi Köprüsü’ne göz kırpmak ya da nanik yapmak size kalmış. Ben göz kırptım. Gönül köprüleri yapma adına.

İş, gezi, eş dost ziyareti için İstanbul ve ötesine yolunuz düşecek olursa benden size bir dost tavsiyesi. Feribottan şaşmayın. Hız ve haz çağının sembolü gibi duran Osmangazi Köprüsü’ne yüz vermeyin. Uzaktan selamlamakla yetininiz, pişman olmayacaksınız.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum