Körfez'de cinnet hali

Katar’ın kriz sürecinden kendinden emin tutumu sonrası tehditlerin derecesi de arttı. Doha’ya yönelik gerilimde tehditler askeri müdahaleyi savunacak kadar çılgınlık boyutuna vardı. Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn Dışişleri Bakanları yaptıkları açıklamalar ile komşuları Katar’ı askeri müdahale ve ekonomik ambargonun artırılması ile tehdit ettiler.

Körfez'de cinnet hali
09 Haziran 2017 - 11:53

Körfez’de Katar ile bazı Arap ülkeleri arasında yaşanan gerilimin artarak devam ediyor. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kuveyt emiri şeyh Sabah el Ahmed el Sabah’ın arabuluculuk çalışmaları devam ederken, Katar’da taraf ülkelere uzlaşı mesajı gönderiyor. Ne var ki ABD Başkanı Donald Trump’ın tam desteğini alan Bahreyn, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, krizi körüklemek adına yeni adımlar atmaya hazırlanıyor. Son olarak hem Bahreyn hem de BAE’den gelen açıklamalar, ilgili ülkelerin Katar’a askeri müdahale ihtimalini de gündemlerine aldıklarını gösteriyor. İki ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamalar ile Katar’a adeta gözdağı verdi. Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halid bin Ahmed el Halife, Katar’a karşı her opsiyonun masada olduğunu, Ekonomik ambargonun genişletilebileceğini belirten BAE Dışişleri Bakanı Enver Gergeş ise Katar'ın Türkiye'den askeri koruma istemesinin krizde "yeni bir trajik sayfa" açabileceğini söyledi.

MÜZAKERE YOLUNU KAPATTILAR

Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki krizde, BAE ve Bahreyn Dışişleri Bakanları yaptıkları açıklamalar ile gerilimde müzakere kapısını kapattılar. Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Hamid bin Ahmed el Halife Suudi Arabistan gazetesi Mekke’ye yaptığı açıklamada, Katar’ın tutumunu değiştireceğinden şüpheli olduğunu iddia ederek, “Çıkarlarımızı korumaktan kesinlikle kaçınmayacağız, Katar'dan kendimizi korumak için yol her türlü opsiyona açık” ifadelerini kullanarak adeta askeri müdahale sinyali verdi. BAE Dışişleri Bakanı Enver Gergeş ise Reuters’e verdiği röportajda, Katar’a yönelik daha fazla ekonomik yaptırımın uygulanabileceğinin sinyallerini verdi. Gergeş Katar ile müzakere edilecek bir şey olmadığını belirterek, Doha’nın silahlı grupları finanse etmeyeceğine yönelik güçlü garanti vermesi gerektiğini belirtti. Gergeş, Katar’a yönelik yaptırımların, rejim değişimini değil politika değişimini öngördüğünü iddia etti. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Bin Ahmed el-Cubeyr de önceki gün Fransa’da kendisine yönelik “Doha’ya askeri yaptırım olacak mı?” yolundaki soruya ucu açık şekilde, “Umarım olmaz” yanıtını vermişti.

KATAR-SUUD SINIRINDA HAREKETLİLİK

Katar’a yönelik askeri müdahale tehditleri devam ederek, ülkenin Suudi Arabistan'la olan kara sınırında da ekstra hareketlilik dikkat çekiyor. Katar Savunma Bakanlığı, ülkenin tek kara sınırındaki askeri hareketliliği “normal” bir uygulama olarak açıkladı. Bakanlık’tan yapılan açıklamada, “Katar sınırlarının 360 derecelik bir anlayışla kara, deniz ve havadan bir günde 24 saat, bir yılda ise her gün korumak için alarm durumunda olunduğuna” vurgu yapıldı. Kimi yayın organlarında sınırın Suudi Arabistan tarafında taciz ateşi niteliğinde sesler duyulduğu ve Suud ordusunun sınırda aktivitesini artırdığı iddia edilmişti.

Senegal ve Çad da kervana katıldı

Senegal, Doha'daki büyükelçisini geri çağırdı. Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklamada, Senegal’in, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır ile dayanışma içinde olduğu kaydedildi. Orta Afrika ülkesi Çad da Katar'daki büyükelçisini "istişarelerde bulunmak üzere" geri çağırdığını açıkladı. Böylece Katar’a yönelik ablukaya katılan ülke sayısı 11 oldu.

Katar geriliminde yeni cephe: Barcelona

Dünyaca ünlü İspanyol futbol kulübü Barcelona’da, Katar’a yönelik gerilim ve abluka politikasından etkilendi. İspanyol basınına, Katar ile olan ilişkisiyle ilgili iddialar yansıyan Barcelona resmi sitesinden bir açıklama yayınlayarak, Katar’la 2010-2016 yılları arasındaki sponsorluk anlaşmaları konusunda detaylı bilgi verdi. Kulüp anlaşma gereği toplam 171 avronun kendilerine aktarıldığını belirtti. Açıklamada, Katar Spor Yatırımları şirketinden yıl yıl aktarılan ödemelere yer verildi. Kulüp tüm bu paraların makbuzlarının olduğunun ve anlaşmanın bir kopyasının Barcelona Adli Polisi’ne teslim edildiğinin altını çizdi.

 

QNA hacklenmiş

Öte yandan, Körfez krizinde işaret fişeği olan ve Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad el-sani’ye atfedilen “ABD’ye karşı İran’ı destekleyici ifadelerin” yayınlandığı Katar Resmi Haber ajansı (QNA) internet sitesi ve sosyal medya hesaplarının hacklendiği belirlendi. Katar içişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, siber saldırının QNA sitesinin açığından yararlanılarak, yüksek teknoloji ve inovatif yöntemler de kullanılarak gerçekleşleştirildiğini tespit ettiği belirtildi. ABD’nin CNN televizyon kanalı, FBI’ın QNA’in hacklenmesi olayının ardında Rus hackerları bulduğunu iddia etmiş, Rusya ise iddiayı sert bir açıklamayla yalanlamıştı.

 

S&P’den operasyon

Katar’a yönelik ekonomik ablukaya, derecelendirme kuruluşları Standart&Poor’s ve Moody's de katıldı. Ekonomik operasyonları ile bilinen S&P, krizin Katar’ın kırılganlıklarını artıracağını ve mali göstergeler üzerinde baskı oluşturabileceğini belirtti. Kuruluş, ülke kredi notunu “AA”dan “AA-”'ye indirdi. Moody's de gerilim sürerse Katar'ın notunda düşüş olabileceğini açıkladı.

 

 

Pakistan’dan destek

Katar’a yönelik abluka devam ederken, Pakistan, ülkeden sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) alımına devam edeceğini açıkladı. Pakistan’ın Petrol ve Doğal Kaynaklar Bakanı Şahid Han Abbasi yaptığı açıklamada, İslamabad ile Doha arasında yapılan anlaşmaya bağlı olduklarını açıkladı. İki ülke arasında yıllık bir milyar dolarlık olamk üzere 15 yıllık LNG satış anlaşması imzalanmıştı.

Trump'un davetine red

Katar Dışişleri Bakanı Abdurrahman Al Sani, ABD Başkanı Trump’ın Katar Emiri Hamad Al Sani’ye yaptığı davet için “Ülkesi abluka altındayken ülkeden ayrılmayacak” dedi. Al Sani, AP’ye yaptığı açıklamada, Ülkesinin aşırıcı gruplara mali destek sağladığı iddialarını reddederek El Cezire Televizyonu'nun kapatılması fikrine de karşı çıktı.

DESTEK VERMEK HAKKIMIZ

Her ne kadar komşu ülkeleri bu grupları yasa dışı ilan etmiş olsa da bağımsız bir ülke olarak Katar'ın Müslüman Kardeşler gibi gruplara destek verme hakkı olduğunu belirten Al Sani, “Eğer birileri benim iç işlerime veya iç meselelerime herhangi bir şey dayatacağını düşünüyorsa, bu olmayacak” diye konuştu. Al Sani “Hiç kimse onlara benim ülkemi ablukaya alma, araçlarıma veya uçuşlarımın ülkelerinin üzerinden yapılmasına veya gemilerimin onların limanında park edilmesine izin vermeme hakkı vermedi” şeklinde konuştu.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum