İnsanlık tarihinin tersine evrilişi / Prof. Dr. Nazife Güngör

Önce ilkel doğanın içerisinde varlık kazandı insan. Var kalmak için doğayla savaştı. Vahşi doğanın hışmı öylesine vahşiydi. Sıcak yakıyor, soğuk donduruyor. Yiyecek bulmakta zorlanıyor, bir de üstüne üstlük vahşi hayvanlara yem oluyor.

İnsanlık tarihinin tersine evrilişi / Prof. Dr. Nazife Güngör
18 Nisan 2020 - 17:03

İnsanın doğaya karşı mücadelesiydi bu ilk evre. Hem de kıyasıya bir mücadele.
Ve sonunda insan kazandı. İşlemeye, ekip biçmeye başladı toprağı. Başa çıkmıştı sonunda içerisinden doğduğu doğayla ve efendisi olmuştu üstüne üstlük de onun. Bundan sonrası için ne beklenir?
Mutluluk ve huzur.
Ama öyle olmadı. Doğayla savaşı kazandı, az biraz huzura erdi ama, canı yine kavga istedi, yine mücadele, yine aksiyon. Derken okları birbirlerine çevirdiler insanlar.
Doğanın sunumlarının ya da doğadan alınanların paylaşım kavgasına başlamışlardı bu kez de insanlar. Her biri kendisini dünyanın merkezinde görüyor ve doğadan gelenlerin önce kendi hakkı olduğunu düşünüyordu. Kavgada güçlüler güçsüzleri yeniyor, güçsüzler ise ya yok olup gidiyor ya da güçlülerin mülkiyet alanı içerisinde en azından biyolojik varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlardı.

Derken insanlar makineler geliştirdiler, bir başka deyimle sanayileşmeye başladılar. Böylece üzerlerindeki büyük iş yükünü makinelere yıkıp rahat edeceklerdi. Onlar dinlenecek, eğlenecek, sevecek, sevilecek, sanatsal yaratılar ortaya koyacak, yani hayatın keyfini çıkaracaklardı, makineler de çalışacaktı.
Ama beklenen olmadı. Toprağı ekip biçen, kazıp işleyen makinelerle yetinmedi insanlık, birbirini yok edecek silahlar da yaptı. Bu kez de teknoloji üzerinden çıkar ve iktidar mücadelesi başladı. Eskiden hiç değilse bu denli büyük kıyımlar yaşanmıyordu, bu kez ürettikleri kitlesel imha silahlarıyla yığınlar halinde insan ölümleri gerçekleşti. Kan ve ölüm üzerinden kazanılan zaferler, yenilgiler derken bugün gelinen noktada insanın yaptığı makineler giderek insana benzemeye başladı.
Nasıl bir narsistik anlayıştır ki kendisinin kopyası makineler üreterek kendi hizmetine sunmaktan büyük keyif alıyor. Bir tür kendisini köleleştirme, kendi benzeri köleler üreterek kendi kendisinin kölesi haline gelmek.
Ama bir yandan da korku başladı.
Ya bu köleler efendileşirse?
Bugün bilimin gündemini meşgul etmekte olan yapay zeka çalışmalarıyla insanlık kendisi için yeni bir mutlu başlangıç mı yapacak, yoksa kendi sonunu mu getirecek henüz belli değil.
Ütopik ve distopik tartışmalar bir arada ilerliyor. Kimileri mutlu köyden, kimileri ise yok olup gidecek insanlıktan söz ediyor. Kimilerine göre ise insanlık kendi süper versiyonunu üreterek dünyayı süper insanlık düzeyine çıkaracak.
Bunların hepsi şu aşamada tahmin gibi görünse de şurası bir gerçektir ki bundan sonraki aşamada insan kendi yaratısı olan teknolojiyle etkileşime geçiyor.

Elimizdeki cep telefonlarıyla konuşabiliyor, onlara soru sorabiliyor ve onlardan yanıt alabiliyoruz. Biraz daha gelişkin robotlara komutlar veriliyor, yanıtlar alınıyor, emirler uygulanıyor. Ama bir yandan da yapay zeka giderek analitik bir karakter kazanmaya başlıyor. Yani insanın ürettiği robotlar sınıflandırma yapabiliyor, analitik olabiliyor. Eğer bu zeki robotlar işi fazla abartıp da zekalarına zeka katarlarsa ve giderek de üreticileri olan insanlardan çok daha üstün zekaya sahip hale gelirlerse ne olacak?

Normal IQ’nün biraz üzerindeki insanları bile yönetmekten aciz biz  insanlar zeka düzeyimizi aşıp giden yapay zekayla nasıl başa çıkacağız?
Görünen o ki insanlık tarihinde yeni bir dönem başlıyor. İnsanlık, mücadelesini kendi ürettiği makinelerle sürdürmek üzere yeni ve öncekilerden çok daha zorlu bir sürecin içerisine giriyor. Bugüne kadarki bütün süreçlerde insan hiç değilse özne konumundaydı. Dahası bugüne kadarki bütün mücadelelerde lider konumda olan insan aklıydı. Ama  liderliğin makinenin aklına geçecek olması tehlikesi insan için gerçek bir kabus olabilir. İnsanlık kendi ürettiği şeyin nesnesi haline geldiği andan itibaren kendi yok oluş sürecini de hazırlamış olur.
Yani bugün baktığımız yerden gelecekte görünen şey makinenin özne, insanın ise nesne konumuna doğru evriliyor olması.
Ne olacağı bilinmez, ama görünen odur ki insanlık, gelecek üzerinde kara kara düşünmeye başladı bile.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum