Hacı Bektaş-ı Veli

Asıl adı Bektaş olup muhtemelen ölümünden sonra Hacı Bektâş-ı Velî diye şöhret bulmuştur.

Hacı Bektaş-ı Veli
00 0000 - 00:00 - Güncelleme: 04 Mayıs 2020 - 04:05

Hacı Bektaş-ı Veli

Asıl adı Bektaş olup muhtemelen ölümünden sonra Hacı Bektâş-ı Velî diye şöhret bulmuştur.

Menkıbevî Hacı Bektaş Rum abdallarının pîridir; Diyâr-ı Rûm’un (Anadolu) büyük evliyasındandır. Tarihî şahsiyetini menkıbevîleştiren anlaşılması ve tahlili güç bu dönüşüm süreci, onu daha XIV. yüzyıldan itibaren zamanımızda da bütün gücüyle varlığını koruyan çok önemli bir kültün, Anadolu’daki heterodoks Müslümanlığın merkez şahsiyeti yapmıştır. 

 “Horasan erenleri” diye bilinen Kalenderiyye akımına mensup sûfîlerden biri, dolayısıyla Horasan Melâmetiyye mektebinden olduğuna muhakkak nazarıyla bakılabilir.

XIII. yüzyılda Cengiz istilâsı sebebiyle Anadolu’ya vuku bulan derviş göçleri arasında, aynı mektebe mensup Yesevî veya daha kuvvetli bir ihtimalle Haydarî dervişlerinden biri olarak Anadolu’ya gelmiş olmalıdır.

Bütün Türkmen şeyhleri gibi muhtemelen Hacı Bektâş-ı Velî’nin de kendine bağlı bir Türkmen aşiretiyle birlikte Anadolu’ya gelmiş olduğudur. Çünkü genellikle bu aşiretler başlarındaki şeyhin adıyla anılıyordu. Nitekim Osmanlı tahrir defterlerine dayalı yeni bir araştırma, Hacı Bektâş-ı Velî’ye bağlı geniş bir Bektaşlı oymağının mevcut olduğunu ortaya koymuştur 

Hacı Bektâş-ı Velî, Vilâyetnâme’den anlaşıldığı kadarıyla o zamanlar yarı göçebe Çepni oymağına mensup bir kolun (muhtemelen kendine bağlı Bektaşlı kolunun) yaşadığı bir yer olduğu için bu küçük Türkmen köyünü tercih etmiş olmalıdır.

Hacı Bektâş-ı Velî, Selçuklu başşehrinin veya önemli kültür merkezlerinin ilgisini çekecek ve dolayısıyla bu büyük şehirlerdeki tekkelerde yaşayan meslektaşları gibi zamanın belgelerinde iz bırakacak kadar şöhret yapmamıştır.

Hacı Bektâş-ı Velî’nin bu faaliyeti, gerek kendisinin yaşadığı dönemin sosyal şartlarının gerek kaynakların verdiği bilgilerin tahlilinin, gerekse Bektaşîlik ve Alevilîğin klasik tarihi ve aktüel çizgisinin tabii bir gereği olarak İslâm fıkhının sıkı kurallarıyla sınırlandırılan Sünnî bir anlayışı değil, Horasan Melâmetiyyesi’nin kuru zühd karşıtı cezbeci karakteriyle karışık gayri Sünnî bir yorumunu yansıtmaktaydı.

Hacı Bektâş-ı Velî, zaman zaman bazı Moğol idarî otoritelerine karşı çıkmak durumunda kalmış olsa da Sulucakarahöyük’teki mütevazi zaviyesinde bu şekilde ömrünü tamamlamış ve muhtemelen 1271 vefat etmiştir.

Ahmet Yaşar Ocak, “HACI BEKTÂŞ-I VELΔ https://islamansiklopedisi.org.tr/haci-bektas-i-veliözetlenmiştir)

Eserleri

Kitâbu’l-Fevâid, Makalat, Şerh-i Besmele, Şathiye, Makalat-ı Gaybiye, Kelimât-ı Ayniye

Bazı Sözleri

Adalet her işte, hakkı bilmektir.

Bir olalım, iri olalım, diri olalım.

Biri sevenlerin gönüllerinde biz oturur, dillerinde de biz konuşuruz.

Doğruluk dost kapısıdır.

Okunacak en büyük kitap insandır.

Kibrin aslı şeytan, tevazûnun aslı Rahman’dır.

İncinsen de, incitme!

İnsan dilinin arkasında gizlidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum