GÖKÇE'NİN YOLU'NDAKİ GİZEMLİ DÜNYA

Ahmet Büke’nin çocuklar için yazdığı Gökçe’nin Yolu adlı roman, bu nitelikleri taşıyan, incelikli bir eser.

GÖKÇE'NİN YOLU'NDAKİ GİZEMLİ DÜNYA
12 Mayıs 2019 - 21:43
Hülya Soyşekerci
 
 
Çocukluk insanın en özgür halidir. Düş gücü, insanın en büyük özgürlüğüdür ve çocukluk, düşlerin en yoğun yaşandığı dönemdir. Yaratıcılığa açılan harika bir kapıdır çocukluk; sanatsal düşleri besleyen güçlü bir kaynaktır. Başarılı bir çocuk romanı, çocuğun düşlerinden esinlenir ve çocuk okurun düş dünyasını genişleterek evrendeki yaşamı keşfetmesine, sezgilerini derinleştirerek kendi iç dünyasını tanımasına zemin hazırlar.
 
 
Ahmet Büke’nin çocuklar için yazdığı Gökçe’nin Yolu adlı roman, bu nitelikleri taşıyan, incelikli bir eser. Semih Gümüş’ün vurguladığı gibi Ahmet Büke’nin öykülerini nitelerken “yalınlığın derinliği” ifadesini kullanabiliriz.  Öyküleri hem yalın, duru ve anlaşılır biçimde yazılmıştır; hem de o yalınlığın arka planında sezgilerle ulaşılabilen bir derinlik vardır. Sağlam bir kurgusal yapı da buna eşlik eder.
 
 
Gökçe’nin Yolu’nda aynı yalınlığı, derinliği ve sağlamlığı buluyor; düşlerden gerçeklere, gerçeklerden düşlere gidip gelen metin içi dünyanın olağanüstü çekiciliğine kapılıyoruz. Büyük kentte, anne babasıyla yaşayan, her çocuk gibi okul ev arasında mekik dokuyan Gökçe’nin hayatının bir yaz tatilinde nasıl değiştiğine, çıktığı yolculukta karşılaştığı zorluklarla nasıl mücadele ettiğine tanık oluyoruz. Ücra bir köyde tanıştığı sıra dışı kişiler, karşılaştığı hayvanlar, geçtiği ıssız dağlar, rüzgârlı tepeler, karanlık ormanlar Gökçe’ye hayatın anlamını; kim olduğunu ve nereye gittiğini öğretiyor. Korkularını yenerek güçleniyor Gökçe.
 
 
Gökçe’nin Yolu, bir “büyüme romanı”. Gökçe de bu tarz romanlardaki kahramanların gizemli yolculuğuna çıkıyor, adım adım ilerlerken; yola çıkma, ilerleme, yol boyu zorluklarla mücadele, yardımcı kişilerle karşılaşma, dostluklar kurma,  zorlukları yenme, güçlenme, korkuları aşarak kendini bulma, büyüme, evine dönme gibi aşamalardan geçiyor.  Ahmet Büke, masal, destan ve hikâyelerde yüzyıllardır süregelen  “yol, yolcu, yolculuk” ögelerini Gökçe’nin Yolu’nda modern bir yaklaşımla işliyor ve küçük kızın iç dünyasının gelişimini bütün canlılığıyla gösteriyor.
 
Baştaki sayfalarda okuduğumuza göre Gökçe’nin anne babası arasında bir gerginlik başlamıştır; o da tüm çocuklar gibi bu olumsuz durumu hemen sezer.  Aklı karışan ve yaşadıklarına anlam veremeyen Gökçe, annesinin önerisiyle yaz tatilini farklı bir yerde geçirmeye karar verir. Annesinin doğduğu uzak bir orman köyündeki yaşlı Maya Hala’ya gidecektir. Orada ne telefon, ne elektrik, ne de internet vardır; alıştığı yaşamın nimetlerinden yoksun kalacaktır. Yanından hiç ayırmadığı tabletini evde bırakacak; cep telefonunun bir süre sonra işlevini yitirdiğini görecektir.
 
 
Ahmet Büke, Gökçe’nin modern kent yaşamından köy ve ormandaki doğal yaşama geçişini, bu geçişte yaşadığı zorlukları, uyum çabasını, karşılaştığı kişilerin sıra dışı özelliklerini anlatırken gerçeklerden düşlere yumuşak bir geçiş yapıyor; bizi yarı masal yarı gerçek bir dünyaya götürüyor. Olağanüstülükleri yadırgamadan kabulleniyor; adeta bir düş içinde Gökçe’yle birlikte yürüyoruz. Gökçe’nin tabletinde yer alan bilgisayar oyunundaki ormana benzer bir ormanda yürüyormuşçasına sanal ve büyülü bir gerçekliğe, masalsı bir dünyaya, ulu ağaçlı karanlık ormanlara açılıyoruz.
 
 
Kitabın en ilginç karakteri Maya Hala, iyi yürekli bir şifacıdır, yüzyılların Şaman geleneğini sürdürür; olağanüstü özellikleriyle, öngörülerinin gücüyle Gökçe’yi etkisi altına alır. Ormandaki otları, kökleri iyi bilen, ilaçlar hazırlayan Maya, aynı zamanda bir ebedir, doğumlara koşar. Bilime saygı duyar; kendi gücünün sınırlarını bilir, gerektiğinde insanları kentteki hastaneye yönlendirir. Maya Hala hayatın özünden edinilmiş bilgilere ve güçlü sezgilere sahiptir. Yaşlı Ulduz Ana da kök boyalar hazırlar, köydeki halı dokuma geleneğini sürdürür. Karanlık ormanda Gökçe’nin yoluna kötü yürekli Avcı Temur da çıkar. İnsanın içindeki kötülükle ve doğadaki zorluklarla mücadele eden Gökçe, giderek hayat olaylarına karşı daha dayanıklı olacaktır; içsel gücünü kazanmıştır artık.  Ormandaki yaban hayvanlarıyla dostluk kurduğu için korkuları sona ermiştir.
 
 
 
Ahmet Büke, romanında halk edebiyatından, masal ve efsanelerden de yararlanıyor.  Anadolu erenlerinin sevgi ve barış içinde bir arada yaşama kültürü, metnin arka planında sürekli kendini duyumsatıyor. Meraklı, sürükleyici olaylarla dolu Gökçe’nin Yolu, çocukların okuma yolculuğunda onlara iyi bir yol arkadaşı olacak nitelikte, düşündürücü, geliştirici, derinlikli bir roman.
 
 
(*) Gökçe’nin Yolu, Ahmet Büke, Günışığı Kitaplığı, Köprü Kitaplar, Nisan 2018
 
VARLIK dergisi Eylül 2018 sayısında yayımlanmıştır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum