Dünyanın En Ürkütücü Kilisesi: Sedlec Kemikliği

Sedlec Kemikliği ile sizleri Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’ın kucağına taşıyoruz. Bu kiliseyi görenler gözlerine inanamıyor çünkü Sedlec Kemikliği, ismi üzerinde insan kemiklerinden yapılmış bir iç dizayna sahip. İşte ünlü yapının gizemli sırrı: 50.000 kemiğin sırrını taşıyor

Dünyanın En Ürkütücü Kilisesi: Sedlec Kemikliği
26 Temmuz 2018 - 17:29 - Güncelleme: 26 Temmuz 2018 - 17:33

Sedlec Kemikliği, Prag’ın yaklaşık 75 km doğusunda bulunan Kutna Hora’nın bir banliyösünde, küçük bir katolik kilisesi olarak 12-13.yy’da inşa ediliyor. Her yıl milyonlarca ziyaretçinin akın ettiği kemikli kilise, Avrupa’da modern mezar heykeli oluşum sürecinin bir başlangıcı olarak kabul ediliyor. En dikkat çekici hikayesi ise şöyle; manastırın başrahibi Heinrich, Çek kralı II.Otakar tarafından elçi olarak Filistin kutsal topraklarına gönderiliyor.

Heinrich dönüşte Golgotha’dan bir avuç toprakla dönüyor ve manastırın şapeline serpiştiriyor. Rahibin bu davranışı halkın kiliseye kutsal toprakların bir parçası gözüyle bakmasına yol açıyor. Kilise haliyle herkesin gömülmek istediği bir şapele dönüşüyor. Bir efsaneye göre şapelde, 14.yy’da veba salgınına yakalanan 30.000 insanın kemiği bulunuyor. Başka bir efsaneye göre ise bu kemikler o yıllarda savaşlarda hayatını kaybeden Hristiyanlara ait.

Kemiklerden yapılan şamdanlar ilgi odağı

Müthiş bir seyahat için herkesi harekete geçiren yapıda, büyük bir merak unsuru ve sır perdesi yaratan esas çarpıcı bilgi ise yaklaşık 50.000 insan kemiğinden şamdanlar, ampirler, bemalar ve mahzenler bulunmuş olması. Kilisenin neflerinin her biri, sütunlar ve sütunçeler, hemen her yer kemiklerle kapatılıyor. Avrupa kiliselerinde görmeye alışkın olduğumuz freskler yerini kemiklere bırakıyor ve bizlere hayatın faniliğini somut bir şekilde gösteriyor.

15.yy’da savaşlar sırasında yakılıp yıkılan bu kilise, İtalyan mimar Jan Blazej Santini’ye yeniden inşa ettiriliyor. İmparator 2. Josef tarafından yasaklanan manastırın mülkiyeti ünlü Schwarzenberg ailesi tarafından satın alınıyor. Bu yüzden ailenin kemiklerden yapılmış bir arması da Sedlec Kemikliği’nde bulunuyor. İnsan kemikleri ve kafatasları özel bir yöntemle sterilize edilerek Frantişek Rint tarafından bugünkü estetik halini buluyor. Çok ilgi çeken kemerler, silmeler, çapraz tonozlar, şamdanlar ve diğer süslemeler Çek ahşap oymacısının elleriyle sanata yeni bir soluk getiriyor. Müthiş bir yaratıcılıkla baş başa kalıyorsunuz fakat bir yandan da tüm bu harikalığın insan kemiklerinden olduğu düşüncesi sizi ürpertiyor.

Kutna Hora UNESCO’da 95’ten beri Dünya Mirası listesinde

Yalnızca ziyaretçilerin değil UNESCO’nun da dikkatini çeken Kutna Hora’ya giderken tütün bahçelerinden ve çiçeklerden gelen  güzel kokular sizi cezbediyor ve yolun sonunda Sedlec Kemikliği’ne varmış oluyorsunuz. Harika bir sanat ve seyahat etkinliği yaşıyor, ruhunuzu bu huzurla dolduruyor ve hatıralarınıza bu güzel anları da ekliyorsunuz. Üstelik buraya ulaşmak çok kolay ve ucuz. Kırmızı (C) metro hattı ile tren garının bulunduğu Hlavni Nadirazi durağından ve kişi başı 107 krona, 1 saat 15 dakika uzaklıktaki Kunta Hora’ya gidiş-dönüş biletlerinizi alabiliyorsunuz.

Kaynak:https://www.milliyetemlak.com/dergi/sedlec-kemikligi/#utm_source=gazetevatan.com&utm_medium=referral&utm_campaign=manset&utm_term=dergi

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum