Bahaeddin Özkişi'nin romanları: "Eşim anlattı ben yazdım"

Genç yaşta vefat eden yazar Bahaeddin Özkişi’nin kaleme aldığı hikaye ve romanlar nesiller boyu okunmaya devam ediyor. Özkişi’nin 40 yılı aşkın süredir ellerden düşmeyen kitaplarının yazma serüvenini eşi Özden Özkişi anlattı: Altı yıl boyu süren evliliğimiz boyunca her akşam eşim anlatır ben yazardım. Böylece dört kitabını okurla buluşturduk. Ahilik kültürü üzerine son romanını 60 sayfa kadar yazmıştı ancak ani vefatıyla bu romanı yarım kaldı. Ayşe Olgun 27 Ocak 2019,

Bahaeddin Özkişi'nin romanları: "Eşim anlattı ben yazdım"
31 Ocak 2019 - 14:33 - Güncelleme: 31 Ocak 2019 - 14:41

Bir gün arkadaşlarıyla birlikte genç yazar Bahaeddin Özkişi, Ahmet Hamdi Tanpınar’ı ziyarete gider ve sohbet sırasında çekine çekine yazdığı hikayelerini okuması için uzatır. Tanpınar hikayeleri okuduktan sonra gence döner ve "Sen yazmaya devam et bu hikayelerinle on Sait Faik edersin" der. Bu iltifat karşısında havalara uçan genç yazar, büyük bir romancı olma hevesindedir. İlk yazdığı hikayelerini kendi imkanıyla Bir Çınar Vardı adıyla 1959 yılında okurla buluşturur. Ancak yazmaya devam etse de kafasında yazmayı kurduğu romanları bir türlü ortaya çıkaramaz. Yazdıklarını bir türlü beğenmez çoğunu yırtıp atar. Yazamamanın bunalımıyla ruhsal sıkıntı içindedir. Yaptığı örnek bir evlilikle yazma serüveninin makus kaderi birden bire değişir ve vefatına kadar altı yıl boyu peşpeşe roman ve hikayeler yazar ve bu kitaplarından dolayı iki de unutulmayacak ödülün sahibi olur.

Bugün hayatta olan eşi Özden Özkişi’yle altı yıl boyu gece gündüz yazılan kitapları ve o kitapların hikayesini konuştuk.

HER GECE YAZDIM

Bahaeddin Özkişi’nin evlendiklerinde İstanbul Teknik Üniversitesi’nde kaynak öğretmenliği yaptığını, yazmaya ise lise yıllarından beri meraklı olduğunu anlatan Özkişi eşinin yazar kimliğiyle tanışmasını şöyle anlatıyor: “Evlendiğimizde balayına hikaye notlarını getirmiş bana okutmak istemişti. (Bu hikayeler daha sonra Göç Zamanı adıyla kitaplaştı) İlk hikayelerini 1959 yılında kendi imkanlarıyla Bir Çınar Vardı adıyla kitaplaştırmıştı. İş yerinde öğlen tatilinde yazdığı bazı notları olduğunu söyledi. Hikayelerini ve tuttuğu notlarını okudum. Ancak evliliğim devam ederken evde yazı yazamadığını gözlemledim. Yazamadığı için de sıkılıyordu. Neden yazmadığını sorduğumda da ‘yazarken düşünce silsilem kayboluyor. Ben anlatsam biri yazsa ancak o zaman kafamdakileri kağıda geçirmiş olurum’ diyordu. Aklında Osmanlı’yı anlatan bir roman teması olduğundan bahsettiğini söyleyen Özkişi, “Onu işleyip kitaplaştırabilsem en büyük gayemi tahakkuk ettirmiş olurum diyordu. Çok fazla donanımlıydı. Onca bilginin ortaya çıkmaması beni çok üzüyordu. Yeni ve gelecek nesillerin ecdadını tanıması yönünden de bilgi aktarımı çok önem taşıyordu. Yüksek tahsil sırasında ders kitabı sıkıntımız olduğundan hocalarımızın anlattıklarının notunu iyi tutmamız gerekiyordu. Bu yüzden yazma hızını artırmak için kendi kendime bir takım rumuzlar geliştirmiştim. Bu yüzden anlatacaklarını hızlı bir şekilde not edebileceğimi söyledim. Böylece yazmaya karar verdik.”

 

Hikayenin gerisi çok daha güzel: “Evlendiğimizde Fatih’te üç katlı bir evde oturuyorduk. Alt katta kiracı, orta katta kayınvalidem otururdu, ben ve eşim ise üst kattaydık. Mutfak orta katta olduğu için orada yer içerdik. Her gece dokuzda O, elinde sigarası odada dolaşır, anlatmaya başlar; ben de onun anlattıklarını kağıda yazardım. Anlatırken bazen bir bilgiden başkasına geçtiği olurdu. O kısımlara soru işareti koyar ve boş bırakırdım. Gece 12’ye kadar böyle çalışırdık. Ertesi gün kayınvalidemin işlerine yardım eder, gelen gideni ağırlar öğlen yemeğini yedikten sonra kızım Zeynep’i alır yukarı çıkardım. Onu uyuttuktan sonra bir gün önce tuttuğum notları temize çekerdim. Akşam dokuz oldu mu tekrar o kaldığı yerden anlatmaya ben yazmaya devam ederdim. Altı yıllık evlilik süresinde bu çalışmalar devam etti. Bahaeddin bey bu dönemde dört kitabını okurla buluşturdu. Şunu söylemeliyim ki ben sadece yazdım. Kitapların kurguları, anlatımı tamamen eşime aittir. Bazen notları düzenlerken benim fikrimi sorarsa, dikkatli bir okuyucu olarak karanlık kalan noktaları, anlatım ve üslub ile ilgili fikirlerimi söylerdim."

İlk romanı yazılırken tefrika edilmesini çok isteyen Bahaeddin Özkişi ancak bunda başarılı olamamış. Bitince Ötüken Yayınevi tarafından Köse Kadı adıyla kitabın okurla buluştuğunu söyleyen Özden Özkişi, “Ancak Osmanlı’nın anlatılacak o kadar serhad öyküleri vardı ki yayınevi ikinci cilt olarak devam etmesini teklif edince yine sistemli bir çalışmaya girdik ve bir yıl içinde Uçdaki Adam romanını bitirdik” diyor.

Kaynak:https://www.yenisafak.com/hayat/esim-anlatti-ben-yazdim-3443251

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum