AZERBAYCAN'DA 1918 SOYKIRIMI - Dr. AYGÜN HASANOĞLU
Birinci Dünya Savaşının bitmesiyle Taşnaksütyun partisi ve Ermeni kilisesi ordudan dönen Ermenilere “Ermeni halkının çıkarları uğruna” silahlarını teslim etmeden Bakü’ye gelmeleri çağırısında bulundu.Kafkasya’da bır müslüman devleti yoktu. Ermeni kilisesinin ve Taınaksütyun’un çağırışından sonra kısa bir zamanda Bakü silahlı Taşnakların ve savaştan gözlerini kan tutmuş halde dönmüş aç Ermenilerin toplandıkları korkunç merkez haline geldi. Kafkasya’da 200 bini aşkın Ermeni ordusu toplanmıştı. Anadoluda bir ermeni devleti kurmayş hedefleyen ermeniler Rus ordusu bölgeden öekilince rus ordusuyla beraber Kafkasyaya çekildiler. Ermen, tarihçisi R.Hovanisyan bu ermenilerin 600 bin kadarında olduğunu itiraf etmiştir.Ermeni güçlerinden başka burada silahlı Bolşevikler de vardı. Moskova Askeri Dairesi Bakü’ye 2 uçak, 2 zırıhlı otomobil, 5 bin tüfek v.b. gönderdi. Kısa sürede Bolşevik-Taşnak güçlerinden oluşan Kırmızı Sosyalist alayı, Süvari bölüğü, Ağır Batarya ve bu gibi askeri bölükler yaradıldı. Bakü Hükümeti’nin Kızıl Ordu’su ile birleşen Ermeni - Taşnak güçler 20 binlik ordu haline geldiler.
15 Kasım’da Tiflis’te Kafkasya Cumhuriyeti kuruldu. Buraya Azerbaycan Türkleri, Gürcüler ve Ermeniler dahildi. Bu kurul 5 Aralık’ta Osmanlı Devleti ile Erzincan’da anlaşma imzaladı. Bu anlaşmaya göre, Kafkas cebhesinden çekilen Rus ordusu silahlarını Ermenilere, Gürcülere ve Bakü Bolşeviklerine verdi. 1918 yılı 2 Şubat’ta Kafkasya Komiserliği istifa etti. 10 Şubat’ta Kafkas Seym’i kuruldu. Burada Kafkasya’daki 3 milli grup-Menşevikler (Gürcüler), Taşnaklar (Ermeniler) ve Musavat (Azerbaycan Türkleri) temsil olundu. Kafkas Seymi 3 Mart’ta Osmanlı Devleti imzaladığı anlaşmaya göre, 1877-1878 yıllar Rus-Türk harbine kadarki sınırlar tanınmalı, Kars, Ardahan ve Batum Osmanlı Devletine geri verilmeli, Osmanlı İmparatorluğu arazisindeki Rus orduları Ermeni ordularını terk-i silah etmeliydi. Bu anlaşma ile Ermenilerin “Türkiye Ermenistan’ı” hakkındaki hayalleri suya düştü. Onlar hemen Ermeni devleti kurmak için Kafkasya’yı, özellikle de Azerbaycan topraklarını hedef seçtiler. Bu amaçla Ermeni parti ve komiteleri Bolşeviklerle işbirliğine girdiler.
“Evelina” gemisinde Lenkaran’a hareket etmek isteyen 50 kişilik Müslüman Ordu bölüğünün silahlarının alınması savunmasız kalmış Azerbaycanlı’ları öfkelendirmişti. Azerbaycan Türkleri kalabalık bir gösteri yaparak itirazlarını ifade etmeye mecbur oldu. Miting yapan Azerbaycanlılara Bakü Sovyeti’nin talimatıyla ateş edilmiş, işte bununla da katliama meydan verilmişti. Milli güçleri önlemek, kenti elegeçirmek amacıyla Bolşevik ve Taşnaklara sadece bahane gerekiyordu. 30 Mart’ta öğle zamanı Neriman Nerimanov, Stepan Şaumyan ve Mehmet Emin Resulzade’nin görüşmesi zamanı Şaumyan silahların iadesine söz verse de iki saat sonra saat 6 civarında çatışma başlamıştı. Ermeniler Şamahı kazası yolunda tahribat yaparak Bolşevik karakol personeline ateş etmiş ve bununla da Ermeniler tarafından yönetilen ve yönlendirilen Bakü Sovyeti hükümetine saldırı fırsatı verilmiştir.
Şaumyan sonralar itiraf ediyordu: “Biz, ele düşen ilk bahaneden, suvarilerimizin üzerine ilk tehdit cehdinden faydalandık ve cepheboyu taarruza geçtik. Bizim iyi silahlanmış 6000 askerimiz vardı. Bir de ‘Taşnaksütyun’un 3-4 bin kişilik silahlı bölükleri de bizim emrimizdeydi. Bunların katılması savaşı belli bir ölçüde milli katliama çevirdi. Bakü’yü ele geçirseylerdi, Azerbaycan'a başkent yapacaklardı. Başarımız o kadar büyük ki, olup bitenleri gölgede bırakıyor.”
Geceden sabaha kadar Müslümanlara ateş yağdırılmıştı. “Metropol” hotelinin ( Edebiyat Müzesi binası) çatısında Ermeni Bolşeviklerin kurdukları top “İsmayiliye” binasını (Bakü’nün o zamankı en büyük binası) ve İçerişehir’i hedefe almışlardı. 31 Mart’ta katliam kentin tüm mahallelerine yayılmıştı. Azerbaycan milli kuvvetleri Taşnakları geri atsa da yardıma Rus Bolşevik askeri güçlerinin gelmesi Taşnakların güçlerinin artmasına neden olmuştu. A.Mikoyan’ın, Emiryan’ın, Esriyan’ın, Amazasp’ın, Lalayan’ın bölükleri halkı kitlesel halde katletmeye başlamışlardı. Bakü Sovyeti İşçi Muhafız Birliği, 1. Beynelmilel Alayı, 36 Türküstan Alayını savaşa göndermişti. Bu arada Hazar Donanması ekibine güya İçerişehir’de Müslümanların Rusları katletmesi gibi yalan haberi veren Ermeniler, Rus donanmasını kendi taraflarında savaşa tahrik edebilmişlerdi. Donanma’nın 200 kişilik ekibi Bakü ahalisine karşısokak savaşına başlamışlar. Ermeniler “Müslüman Hayriyye Cemiyeti’nin, Nicat Cemiyetinin, gazete ve matbaa yerleşmiş ve Bakü’nün en güzel binası olan “İsmailiye” binasını ve hayli güzel binaları ateşleyerek yakmışlardı.
Yapılmış katliam o kadar dehşetli idi ki, hatta Milli güçlerimizle savaşan 36. Türküstan Alayı Hazar Donanması, “Ardahan” ve “Krasnovodsk” gemilerinin mürettibatı çatışmayı durdurmuş, durumu anlayarak, acımasız vahşetlere son verilmesi talebinde bulunmuşlar. Askeri gemi mürettibatı, Azerbaycanlıların katline son verilmezse Ermeni mahallelerine ateşe tutacaklarını açıklamışlardı. İşte bu talep bazı mahallelerde katliamı yavaşıtmış, ama tam durduramamıştı.
Soykırıma tanık olmuş Kulner soyadlı bir Alman yazıyordu: “Ermeniler, Müslüman mahallelerine sokularak önlerine çıkan herkesi öldürüyor, kılıçla paramparça ediyor, süngüyle delik delik ediyor, evleri yakıyor, çocukları yanmakta olan ateşin içine atıyor, canlıcanlı yanan çocukları seyrediyorlardı. Üç-dört günlük yavruyu süngüye geçiriyorlardı. Katliamdan bir kaç gün sonra bir çukurdan çıkarılan 87 Müslüman cesedinin kulakları, burunları kesilmiş, karınları yırtılmış, cinsel organları doğranmıştı. Ermeniler çocuklara acımasız davrandıkları gibi ihtiyarlara acımamışlardı.”
Küçük bebekler canlıyken çivilerle duvarlara çakılıyor, süngülere geçiriliyor, ihtiyarlar tandirde yakılıyordu; insanların başları kesiliyor, evleri yakılıyordu. Kadınlara tecavüz ediyor, aşağılıyor, çıplak halde sokaklara çıkarıyor, duvarlara çakıyorlardı. 31 Mart’tan katliamlar giderek büyüyerek Azerbaycan’ın bölgelerine de taşınmıştı. S.Lalayev’in, T.Emirov’un başkanlığındaki güçler Şamahı'da7 bin kadarında sivil insan katletmilerdi. İlk günlerde 58 köy yağmalanmış, yerle bir edilmiş, halkı katledilmişti. Katledilenlerin 955’i çocuk, 1653’ü kadındı. Bu topraklarda 80 Azerbaycan köyü yerle bir edilmişti. 15 bin ahali kovulmuştu. Guba ilçesinde halkın karşısında konuşma yaparken, buraya yerel halkı cezalandırmaya geldiğini söyleyen Amazasp açık söylemişti ki, intikam almaya gelmiştir ve Şamahı’da olduğu gibi, Hazar Denizi’nden Dağıstan hudutlarınadek tüm köyleri yoketmek emrini almıştır. Guba’da 122 köy kimsesiz kalmış, evler yakılmış, bir kaç gündeiki binden fazla insan katledilmiştir, hayatını kurtarabilenler dağlara kalkmış, saklanmıştır. 3 bınden fazla Yahudi katledilmişti ki, onlardan 85’nin ismi bellidir. Bakü Sovyeti’nin “Aleksandr Jandr” askeri gemisi Kızılağaç’tan başlayarak Lenkeran’a kadar tüm köyleri top ateşiyle yerle bir etmişti. Stepan Lalayev’in bölüğü bu bölgedeki halka zulüm etmişti. Nisan ayında Erivan’daki, Azerbaycan Türklerinin evleri yakılmış, Zengezur’da onbinlerce halk öldürülmüştü. 1918-1920 yıllarında Karabağ’ın dağlık bölgesinde en azından 150, Zengezur’da 115, Erivan viyaletinde 211 Azerbaycanlı köyü yağmalanmış, soygunculuk yapılmış, halka mezalimler yapılmıştı.Bir Ermeni doktorunun isteği üzerine sapa-sağlam masum insanların (erkek ve kadın) kafalarını keserek kanlarını ayrı bir kaba toplamışlar. 70 çocuğun karnına süngü sokarak yol işareti yerine dikmişlerdi29 Nisan’da Gümrü civarında çocuk, kadın ve ihtiyarlardan oluşan 3 bin kişilik Azerbaycanlı göçmen grupu tamamen katledilmişti.
1920 yıladek Erivan Vilayetinde Azerbaycanlıların sayısı 375 binden, 70 bine düşürülmüştü. Ermeni ordusunda görevli olmuş Ovanes Apresyan adlı Ermeni 1918 Mart soykırımını böyle anlatmaktadır: “Top ateşleriyle bir göz kırpımında köy evlerini taş ve toprağa döndürdüler. Sağ kalmış Türkler kurtulmak umuduyla köyden çıkarak kaçmak istediklerinde tüfek ateşleri ve süngü darbeleriyle onların işini bitiriyorduk... Bakü'de Ermeniler İngilizlerin yardımıyla bu kocaman petrol kentini ele geçirdiler ve kentin Türk nüfusundan 25 binini katlettiler.”
Tebriz’de, Hoy’da, Urmiye’de, Selmas’ta ve diğer şehirlerde on binlerce Azerbaycan Türk’ü katledilmiştir ki, sayısı şu ana kadar belli değil. Bir tek Kum ilçesinde katledilenlerin sayısı 100 bini aşkındı. Urmiye ve Selmas illerinde öldürülenlerin sayısı 130-150 bin civarında olmasını o zamanki İran gazeteleri yazıyordu. İrak’ın Türkmenlerden oluşan Kerkük Türkmenlerine karşı da aynı vahşilikleri yapmışlardı.
31 Mart’a başlamış katliam, bölgede yaşayan bütün ahaliyi bilinçli şekilde yoketmek amacıyla yapılmışbır soykırım idi. Soykırımın boyutları tüm Güney Kafkasya'yı kapsamıştı.
1918 yılı 15 Eylül”ünde Kafkas İslam Ordusunun Bakü'yü kurtarmasıyla bölgədə soykırım durduruldu. Fakat küresel güçlerin, özellikle de Rusya ve İngiltere'nin desteği ile bölgede bir Ermenistan devleti kuruldu.
Azerbaycan Cumhuriyeti kurulduktan sonra 1918 soykırımını araştırmak için Olağanüstü Araştırmalar Komisyonu kuruldu. Komisyon 3500 sayfa, 36 cilt belgeler toplusu hazırlamıştı. Bu ve diger belgelerde gösterilen rakamları topladığımızda, yaklaşık olarak 2 milyon kadar Azerbaycan Türk'ünün Ermeniler tarafından katledildiği ortaya çıkmaktadır. Bu soykırımı yapanlar ise 1915’te Türkiye'de soykırıma uğradıldığı iddia edilen ermeniler idi.
Kaynak: ASAS MEDYA
https://asasmedya.info/news/karabakh/13387-azerbaycanda-1918-soykirimi
FACEBOOK YORUMLAR