Arife Paşalar Yazdı: Hedef Türkiye

"Temel mesele işte bu. Biz aşağılık duygusundan kendimizi her birimiz fert olarak, ondan sonra millet olarak kurtaralım, dünyanın üstün bir devleti oluruz; ikinci, üçüncü devleti, Avrupa'nın rahat birinci devleti oluruz. Hiçbir şey değil, Avrupa dediğin bir şey değil."*

Evet, cesaretin özgüvenin insana katmayacağı şey yok gibi.

Aslında özgüvenin de dil ile alakalı olduğu kanaatindeyim. Kendini ifade edebilme yeteneğine sahip bir insan her türlü zorluğun üstesinden gelebilir. Hatta biraz uğraşsa adaleti bile tek başına sağlayabilir. Haksızlıklar karşısında "Hayır." diyecek gücü kendinde bulabilmek için dile ihtiyaç duyacaktır insan. İşte o cesaret dediğimiz şey de bileği kullanmaktan çok dili kullanmaktır aslında. Biraz da bilinç tabi.  Kuralları öğrenme, hangi haklara sahip olduğumuzu bilme... Aşağılık kompleksini yerle yeksan etme...

Oktay Hocamızın da dediği gibi, birey ve toplum olarak komplekslerimizden kurtulabilme...

Şüphesiz bizim kötü insanlar karşısında, karanlık güçler karşısında başımızı dik tutabilmemizi sağlayacak şeylerdir. Ondan sonra siyasi kimliklerimizden sıyrılıp organize olmak gerekir. Küçük hesaplar uğruna birliğimiziden, kimliğimizden taviz vermemek gerekir. Böylece içi dışı, dört yanı düşman dolu olan bir ülke olarak önce kurtuluşa edebilir, sonra 'muassır medeniyetler seviyesi'ne erişebiliriz.

Elbette tüm bu sayılanları yapabilmek için merâka, çalışma azmine, Üstâd Mehmet Akif'in altını özellikle çizdiği gibi zaman bilincine ihtiyacımız vardır. Hangi kötü şartlardan kurtulup nerelere geldiğimizi ezberletmek yerine öğretebilirsek bir sonraki neslin bakış açısını olması gereken yöne çevirebiliriz.

Ve tabi önce kendimiz bilinçlenmeliyiz. 

Sürç-i lisân ettimse affola. 
Kalın sağlıcakla.

*Oktay SİNANOĞLU, Hedef Türkiye, Bilim+Gönül Yay., Ekim 2016,  syf: 33