CAHİT GÜNAYDIN: ALİ ŞİR NEVAİ'DE SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ

CAHİT GÜNAYDIN YAZDI: GÖNÜLLERİN SEVGİLİSİ MİR ALİ ŞİR'den SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ

CAHİT GÜNAYDIN: ALİ ŞİR NEVAİ'DE SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ
03 Ağustos 2019 - 19:39 - Güncelleme: 03 Ocak 2021 - 14:45

10. ve 11. yüzyıllarda Türk Tarih bilincini, Yusuf Has Hacib, 1069’da tamamlanan eseri Kutadgu Bilik ile Kaşgarlı Mahmud, 1072–73 yıllarında tamamlanan Divan-ı Lüga-it Türk, 15. yüzyılın en Türkçü eseri 1499 yılında yazdığı Muhakemet’ül Lugateyn eseri ile Mir Ali Şir Nevayi’ bengü taşlarına yazıldı. Bu üç eser Türkçenin bilim ve sanat dili olarak doruklarıdır.  Bu 3 doruk eseri okuyan Türk ün tarih bilinci gelişir.Bu 3 doruk eser hakkında araştırma yapan, makale yazan herkes Oğuz Törüg e katkı koyar. Bu 3 doruk eseri okuyan herhangi birinin söyleyebileceği tek söz vardır, ne kutlu Türküm diyene. Kültür Türkçülüğün 3 doruk eseri okuyan, yazan, düşünen herkese  iyi gelir, bilgelik yolunda.Ali Şir Nevayi’nin sahip olduğu  Türk Tarih bilinci ve Türkçe sevgisi, eserlerine ilham kaynağı olmuştur. Osmanlı’da sultan şairlerin Nevâî’ye nazire yazma geleneği Avnî ile başlayıp Adlî, Selimî ve Muhibbî ile devam etmektedir. Osmanlı sultanlarının Nevâyî’ye gösterdiği bu ilgi ve yakınlık diğer şairlerin de ilgisini artırmıştır .  Fuzuli‟den,  Nedim‟e kadar birçok şair Mir Ali Şîr Nevâyî‟nin açtığı yoldan Türkçeyi edebi bir dil yapmıştır. Abror Gulyamov’un belirttiğine göre, Puşkin kendi eserlerinde 21 binden fazla tekrarlanmayan kelime kullanmıştır. Şekspir yaklaşık 20 bin, Cervantes 18 bine kadar, Ali Şir Nevai ise tüm eserlerinde 1 milyon 328 bin kelime kullanmıştır. Bunlardan yaklaşık 26 bini tekrarlanmayan kelimedir. Sebebi Nevai’nin Arapça, Farsça ve Urduca gibi birçok dilden faydalanmış olmasıdır  MİR ALİ ŞİR diyor ki “Söz¸ bir incidir ki onun denizi gönüldür ve gönül bütün anlamları kendisinde toplar. Nitekim denizden cevherleri dalgıçlar çıkarır ve onlara mücevherciler katında değer biçilir. Gönülden söz incileri çıkarma şerefine dalgıçlar, bu işin ustasıdır. O inciler bu ustaların ağzında canlanır¸ nispetlerine göre yayılır ve ün kazanırlar. İnciler değer bakımından çok farklı olurlar. Bir tümenden yüz tümene kadar olanları vardır. Elden ele geçen ucuz incilerle¸ sultanların kulaklarına küpe olan incilerin değerleri bir mi?”

Mahbubu'l-Kulub (Gönüllerin Sevgilisi), Nevayi'nin ölmeden hemen önce 1500/1501'de yazdı­ğı “siyasetname-nasihatname “türü bir eserdir. Prof. Dr. Vahit Türk tarafından Çağatay Türkçesinden büyük bir titizlikle Türkiye Türkçesine aktarılan eser, Orhun Yazıtları ve Kutadgu Bilig gibi siyasetname türüne dahil ede­bileceğimiz bu eser; yazarının çok önemli dev­let görevleri yanında, doğrudan kültür hayatının içinde oluşu nedeniyle o zamanı ve toplumu iyi yansıtır .  Gerçek bir Türkçü olan Ali Şir Nevâyî, Türklüğüyle gurur duyar, Türklerin yaratılış, anlayış ve kavrayış bakımından kimseye benzemediklerini ve bütün milletlerden üstün olduklarını belirtir ve toplumsal eleştirisini ise sözünü sakınmadan söyler, yazar. Hayırsever bir kişiliğe sahip olan Ali Şir Nevâyî çok zengindi. Servetini bilim ve sanat için harcamıştır. Bu açıdan bakıldığında dünyada eşi ve benzeri yoktur. Horasan’da 370 parça hayrât inşa etmişti. Bunlardan 90’ı kervansaraydı. Bu hayrât içinde mescitler, camiler, tekkeler medreseler, köprüler vardı. Semerkand'dan çıkan meşhur tarihçiler Abdurrezzak Semerkandî, Devletşah gibi çok sayıda bilim adamı, şair ve sanatçının yetişmesinde yardımcı oldu. Nevâî 1469'a kadar Semerkand ın bilim ve sanat merkezi olmasını destekledi. Dostu Hüseyin Baykara ona sarayında mühürdarlık görevi verdi. Sarayda bu görevi sürdürürken halktan çok vergi alındığının farkına vardı ve vergi azaltmak için harekete geçti. Bazı yöneticiler bu konuda suistimal yapıp ek vergiler alıyorlardı. Nevâyî buna karşı da mücadele etti. Halk arasında itibarı çok yükseldi. Baykara,  Nevâî gibi bilgili ve dürüst bir insanın devletin üst kurumlarında görev yapması gerektiğini düşünüp onu 1472'de vezirliğe getirdi. Filozofun vezir olduğu başka bir dönem var mı tarihde?  Şair ve devlet adamı Nevâyî, memleketin kültürel, ekonomik ve adlî bakımından gelişmesi için istikrarı için dinlenmeden çalıştı. Timur oğulları ve akrabaları arasındaki iç kavgayı sona erdirmeye, barış içinde yaşamayı sağlamaya gayret etti. Çok sayıda bilim ve kültür adamının yetişmesinde yardımcı oldu. Nevâî, kendi kurdurduğu medreselerde okuyan talebe ve hocalara kendi parasından maaş  bağladı.  Şifahânelerde tedavi ücretsizdi. Her zaman kimsesizlere ve fakirlere yemek verilirdi. Şirketlerin verdiği yemekler ve yoksullara yaptıklara yardımları Ali Şir  ile mukayese edince Ali Şir in ne kadar bir bilge kişi olduğu anlaşılır.

Ali Şir Nevali yi TOBB üye bir milyonun üstünde bulunan aile şirketleri hissedarları sosyal sorumluluk projelerinde örnek alarak ve MİR ALİ ŞİR  ödülü verebilir. Gönüllerin Sevgisini kazanabilir. Türk dünyasında Ali Şir in yolundan giden sanatçı ve bilim adamları desteklenebilir. Ali Şir Türkoloji ödülü verebilir Aile Şirketlerimiz. T.C.Devleti YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ ile Türkçe öğrenilmesi için çok güzel projeler yapıyor ama her şeyi devletten bekleyemeyiz. Sosyal Sorumluluk Projeleri ile aile şirketleri markalarının değerini artırdıkları gibi kurumsal itibarlarını da artırırlar. Koç holding in Bienali, Eczacıbaşı holding in müzik festivalleri ve sabancı holding in sanat ve bilim alanında sosyal sorumluluk projeleri bugün ALİ ŞİR NEVALİ (=MEDİCİ ) etkisinin devam ettiğini gösterir. Koç un bienallerine gittim İstanbul da binlerce insan gibi, dünyaya bakış açım değişti. Eczacıbaşı nın  müzik festivallerine gittim binlerce insan gibi, ruhum müziğe doydu.Müzik evrenin dilidir. Sakıp Sabancı müzesini gezdim, gördüm binlerce insan gibi Emirgan da. Ne kadar köklü bir sanat tarihimiz olduğunu öğrendim el yazması kitaplardan. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir. Bilim ve sanat , iki kanat. Uçmak istersen tak da bak. Sanayici ve iş adamlarına kurumsal itibar için ,  marka  olmak için ALİ ŞİR gibi yapmalısın deyince ben ne koçum ne de sabancı diyorlar. Benim onlara yanıtım bir araya gelip sanayi ve ticaret odaları  ve  sanayici ve iş adamı dernekleri kuruyorsunuz.  Bir fonda  para toplayıp dernek, oda olarak sanatçı ve bilim adamlarını destekleyin Ali Şir ödülleri verin diyorum. Ama onlar futbolculara milyonlarca dolar verip, stadyuma milyonları gömüyorlar.Bilim ve Sanat ancak varlıklı insanları ilgi ve desteği ile yükselir ve bu desteği yapan aile şirketlerinin bulunduğu şehirler çekim merkezi olarak kültür merkezi olur. Gaziantep  sanayi olarak çok gelişmesine rağmen nitelikli yönetici, mühendisleri, doktorları ,bilim adamları, teknisyenleri kültür,sanat yönünden çekemediğinden çok sıkıntı çekiyor. Üç büyük kent dışında   kültürel, sanat, bilim açısından kentlerimiz çekim merkezi olamıyor. Mir Ali Şir lerin destek olduğu kentler Semerkand olur, Londra olur, Tokyo olur, Paris olur, Roma olur.

*ÖTÜKEN YAYINLARINDAN prof.dr. Vahit Türkün  günümüz Türkçesi ile hazırladığı MİR ALİ ŞİR in GÖNÜLLERİN SEVGİLİSİ –Mahbubu’l –Kulub-nden birkaç alıntı ile 500 yıl önce yaptığı toplumsal eleştirisini ve kişisel psikolojik analizlerine ışık tutalım .  Sonra bugünün sosyal psikoloji açısından ne kadar önemli bir kaynak olduğunun altını çizelim. Mir Ali Şir Türkçe nin sahipkıranıdır. Ali Şir,  Yusuf Has Hacip,  Kaşğarlı Mahmut Türkçe nin zirveleridir. Kültür Dildir. Dilim ses bayrağımdır. Gönül sözcüğünün karşılığı yok bir çok dilde demişti Prof. Dr. Ahmet İnam bir konferansında. Düşlerimin sınırını dilim belirler

26.Ticaret Ehli Hakkında (* Ali Şir Gönüllerin Sevgisi Sayfa 53)

“Seyahat eden tacirler; ülkelerin ve beldelerin durumundan haberdar olur, acayiplikler, efsaneler ve nadir sözlere şahit olurlar. Dağın taşıyla çölün kumuna deve süren, denizlerin dalgalanmasından yarar ve zarar gören, helal rızık kazanmak için uzak yollara giden , görünen  kalabalıkları ararken görünmeyen perişanlıklara uğrayan, güzel yüzlü olanın başında sevda, bezi keten olanın gönlünde temenna onlardır.”

27.Şehirdeki Esnaf Hakkında

“Bunların şöhreti, haksızlık eden tüccardır, kendi kar etsinde Müslümanlar kıtlık yaşasın umurlarında olmaz, insanların zararı onun kazancı, ucuz alıp pahalı satmak onun amacıdır. Alırken ketene bez der, satarken ise bez hakkında ketenden daha değerli diye konuşur. Şalı ipek kumaş yerine geçirebilirse tereddüt etmez, hasırı   sırmalı kumaş yerine satabilirse kusur saymaz.”

5.Tenbih (Ali Şir Gönüllerin Sevgisi Sayfa 53)

KENDİNİ BEĞENMİŞLİK, bahtsızlığın ta kendisidir. Bu durumun da farklı olanları ve mertebeleri vardır. Kendini beğenmiş bir kişinin yaptığı her iş ve davranış kendine güzel görünür. Bu hoş olmayan bir şeydir, başlıca üç bölüme ayrılmıştır.

Birincisi şudur; Kendini beğenmiş bir kişinin kendine ait olan söz , fiil, ve biçimi her şartta kendine güzel gözükür, başkalarına kabul edilemeyecek görünse de kendisi için hoş ve aranır şeylerdir.

İkincisi şudur;Bütün sevimsiz halleri ve nahoş düşünceleri kendine sevimli ,aşırı beğenilmiş, ve hoşa gitmiş görünür….. Kendine göre bilgili ve akıllıdır,ayrıca yapmış olduğu her uygunsuz hareket de ona göre makbul ve güzel gelir.

Üçüncüsü şudur; Bu kısım, işte aşırılık ve abartmadır. Bu da üç çeşittir.Birincisi;anlatılan tavırda aşırı abartılı davranmadır ve son haddine göre abartıyı sürdürmektir. İkincisi bu topluluktan daha hayalperest, bu güruhtan daha kendini beğenmiş ve daha kibirli olan kitledir. Üçüncüsü bunlardan daha fazla gaflete batmış ve lanetlenmeyi daha çok hak etmiş olanlardır.

Beyit

Zerreden bin kat küçüktür, güneşlik iddia etse de

Zerre kadar aklı olan herkes bilir ki bu boş laf

Bilim kurgu öyküler ile gelecek tasarlanabilir. Tarihsel bilinci olmadan, diline sahip çıkmadan nereye kadar gidebilir ki bir millet… “Elden ele geçen ucuz incilerle¸ sultanların kulaklarına küpe olan incilerin değerleri bir mi?” demiş Türkçenin Sahip Kıranı.

Dünya yılı ile bin yaşı geçmenin burada hiç bir önemi yok diye düşündü, Sahip Kıran kod adlı yazılımcı. Anda kalmak “dünya yılı ile sonsuzluk demekti. Yeni bir bağlantı ile başka bir yerde var olabilirdi. Sadece  “zaman çarkı” olmayı istemek yeterdi, zamanda bir yere savrulmak için. Nerede, nasıl olacağını belirleyen hiç bir “yasa” yoktu. Ne her şeyin teorisi ne de başka bir şey. Ölümsüzlük haline; bedeni terk edince , o kadar basit bir şekil de ulaşıyorsun ki . Bu hali insan beyin kapasiten ile algılaman olanaksız. “Ben bir zaman çarkıyım “ dediğim an, ışık hızında döndü çark.SAHİPKIRAN kod adlı yazılımcı  bir de baktı ki mars kolonisine gelmiş, ALİ ŞİR gülümsüyordu hologramdan ona. ”gönüllerin sevgisini kazanmışsın demek ki ”  diye telepatik bir mesaj gönderdi.

 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum