AKİF EMRE:Bir çığlık olarak Mehmet Akif

Bir dava ve mücadele adamı, İslamcı bir şair olarak Mehmet Akif'in kişiliğini en güzel özetleyen ifadelerden biri bu olabilirdi: Bir karakter abidesi ve çığlık olarak Mehmet Akif.

AKİF EMRE:Bir çığlık olarak Mehmet Akif
27 Aralık 2011 - 21:46

Bir çığlık olarak Mehmet Akif

Bir dava ve mücadele adamı, İslamcı bir şair olarak Mehmet Akif'in kişiliğini en güzel özetleyen ifadelerden biri bu olabilirdi: Bir karakter abidesi ve çığlık olarak Mehmet Akif. Bu başlık Türk düşünce ve edebiyatının köşe taşlarını ele alan özel sayılarıyla kendine özgü bir yer edinen Hece dergisinin Mehmet Akif özel sayısı için seçtiği üst başlık.

Gerçekten Mehmet Akif, hayatı ve mücadelesi, düşünceleri ve siyası tutumuyla bir bütün olarak baktığımızda agorada mücadele eden görünümüne rağmen münzevi bir insandır. Sonuçta itirazları, savunduğu dava, verdiği mücadele ile bu münzevi kişiliğin yansıması olarak gök kubbeye saldığı bir çığlık kalmaktadır. Bu çığlık çelişkisiz bir dürüstlük ve şahsiyet abidesi kişiliğin olabildiğince özgür sedasıdır.

Bu zamana kadar A.Hamdi Tanpınar, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil. Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet, Nurettin Topçu, Cahit Zarifoğlu gibi önemli isimlere adanmış kitaplık çapında özel sayılar hazırlayan HECE dergisinin Mehmet Akif'e ayrılan sayısı (750 sayfa) en hacimli olanlarından biri. Düşünce ve edebiyat dergisi olarak belli bir şahsiyeti konu edinen özel sayı hazırlaması vefa örneği olmaktan başka anlamlara sahip benim için. Hatta ele aldığı fikri ve edebi kişiliğin gerçekte kim olduğunun, düşünce ve eserlerinin daha iyi anlaşılmasına yapacağı katkılardan daha anlamlı olan tarafı o mirasa sahip çıkılmasıdır.

Bir düşünürün, sanatçının mirasına sahip çıkmak, bugünden geriye bakarak onu nasıl anlaşıldığının ortaya konması demektir. Daha açık bir ifade ile Mehmet Akif, bu gün bizim için ne anlama geliyor, günümüzün aydınları ona nasıl bakıyor ve onu nasıl anlamlandırıyor sorularına verilmiş bir cevap olaması nedeniyle hayli anlamlı buluyorum.

Hece'nin Mehmet Akif sayısını elime aldığımda, hayatı boyunca maruz kaldığı unutulmuşluğun, yok sayılmanın hâlâ devam etmekte olduğu, İslamcılar dahil olmak üzere ismi etrafında hamaset yapanların onu ne kadar ihmal ettiği/mizi hatırladım. Mehmet Akif kadar ismi her yerde geçen ama o kadar da yok sayılan, unutulmuşluğa mahkum edilen bir isim herhalde bulunamaz. Toplumumuzun içinde yaşadığı hafızasızlığa işaret edercesine, bir ömür çelişkisiz yaşamanın mücadelesini veren bir ismin herhalde en büyük çelişkisi bu olsa gerek.

Bir hatırlama çabası, vefa örneği olmaktan daha öteye bu özel sayıyı anlamlı kılan onu bir edebiyat incelemesinin malzemesi olmaktan farklı kılan yanı, Mehmet Akif'in kişiliği görüşleri ve diliyle onu ne kadar ihmal etmiş olduğumuzu hatırlatmasıdır. Resmi ambargonun dışında, kendinde onun düşünceleriyle akrabalık bağı kuranların bile unutulmaya terkettiği bu ahlak abidesi şahsiyetten alacakları çok şey var. Mehmet Akif'in savunduğu görüşler, çelişkileri dahil olmak üzere dünyaya bakışında, her zaman bir vicdanın sesi olmak uğruna ödemek zorunda kaldığı bedeller göz önüne alındığında, hayatı ve düşünceleriyle bugünkü çelişkilerimizin kaynaklarını okur gibiyiz. İslamcılık düşüncesinden batılılaşma sorununa, toplumun kimlik bunalımından İslam dünyasının "kendi olma" sorununa kadar pekçok hayati tartışmanın kaynaklarını onun ismi etrafında tartışmak mümkün.

Dağılma sürecinde bir devletin çaresiz tükenişi karşısında umudun hâlâ var olduğunu haykıran, çözülen bir toplumda, pusulasını kaybetmiş bir düşünce ortamında kendini yeniden kuran bir şahsiyet olarak onu hatırlamak, içinden geçtiğimiz süreçte yaşanan çözülmelere bir işaret olarak duruyor. Milli şairi sürgüne gitmiş, polis takibine maruz bırakmış bir ülkenin aydınlarının, Akif'in olanca yalnızlığı ile bir "karakter abidesi" olarak duruşundan alacakları çok dersler var. Tarihi bir hatırlatmayı gerçekleştirdiği için Hece dergisini kutlarım.

 yenişafak gaz.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum