Abant Platformu'na dershane damgası
Abant Platformu’na dershaneler damga vurdu. Kumon Eğitim Enstitüsü’nden Ito, Japonya’da dershanelerin devlete bağlı olmadığını ve kapatılmasının yasadışı olduğunu söyledi.
Abant Platformu, 31. toplantısında Türkiye’deki ve yurtdışındaki eğitim politikalarını masaya yatırdı. Uluslararası Tecrübeler Işığında Eğitim Politikası ve Çözüm Arayışları / Türkiye’nin Eğitimle Sınavı başlığıyla düzenlenen toplantıda 2 gün yasal değişiklikler ile Türkiye’nin kronikleşmiş eğitim problemine çözüm aranması hedefleniyor.
JAPONYA’DA ÖZEL GÜVENİLİR
Kumon Eğitim Enstitüsü’nden Shunichi Ito, Japonya’daki özel eğitim kurumları ile ilgili bilgi verdi. Japonya’da özel eğitim alan 1 milyon 744 bin öğrencinin olduğunu söyleyen Ito, 50 bin 676 özel eğitim kurumu olduğundan söz etti. Japonya’daki ailelerin yüzde 71.1’inin özel eğitim kurumlarını daha güvenilir bulduğunu dile getiren Ito, “Özel eğitim kurumlarının geçmişi 18. yüzyıla dayanıyor. Hükümet önceden bu kurumları eleştiriyordu. Ancak bakanlık sonrasında bu kurumların önemini kabul etti ve kamu kurumlarının yüzde 50’si bu kurumlarla iş birliği yapmayı istediğini söyledi” şeklinde konuştu. Ito, Japonya’da dershanelerin devlete bağlı olmadığını ve kapatılmasının söz konusu olamayacağını söyledi. Olması durumunda ise bunun yasadışı olacağını kaydetti.
FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLIYOR
Beyrut Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ludwig Haag, Almanya’da 1.5 milyon öğrencinin dershanelerden faydalandığını belirtti. Haag, dershanelerin kamusal eğitimin gölgesinde kalan kişilerin fırsatlarının eşitlenmesi için var olduğunu söyleyerek, “Başarılı çocukların da daha çok dershaneye gittiğini görüyoruz. Çünkü, dershanelerin hem okul derslerine hem de kişilik gelişimine etkisi var. Dünya çapında da dershanelerin varlığı giderek artmakta” dedi. Haag, dershaneler ve devlet okullarının birlikte hareket edip işbirliği yapması önerisinde bulundu.
SORULARLA MÜFREDAT UYUMSUZ
Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. İlhan Dülger, ÖSYM’nin sınavlarda müfredat dışı sorular sormaya devam etmesi, test tekniği kullanması ve okullar arasındaki fark devam ettiği sürece dershaneye olan ihtiyacın ortadan kalkmayacağını belirtti.
Testten ziyade hayata hazırlayalım
Adnan Menderes Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yunus Çengel, öğrencilere beceri kazandırmak yerine sıralamaya önem vermenin yanlış olduğunu kaydetti. Çengel, “Lise çıktısında öğrencilere 4 yıl sonunda sadece onları sıralayıp numara veriyoruz. Testten ziyade çocuğu hayata hazırlamamız gerekiyor.” dedi. Çengel, “Mevcut sistemin temel hastalığı sınav. Okullar dershane olmuş durumda. Hedef sıralama olduğu sürece, bir ya da 12 sınav fark etmiyor” diye konuştu.
Saçma müfredat yüklendi
Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Eser Karakaş, Türkiye’nin en sorunlu sektörünün eğitim olduğunu söyledi. Karakaş, mevcut eğitim sistemi ile Türkiye’de çağa uygun bir öğrenci profili üretmenin önümüzdeki 25 yıl imkansız olduğunu söyledi. Karakaş, şöyle devam etti: “Yapılması gereken bu müfredattan beklentileri minimuma çekmek. Mevcut kaynak ve hedefler arasında büyük bir uçurum var.”
Sosyal adalette önemli fonksiyon
Zirve Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fatih Töremen, “Türk okullarındaki öğretmen kalitesi ve adanmışlığında bunun eğitime olumlu yansımalarını görüyoruz” dedi. Töremen, “Devlet, eğitimi kamu hizmeti olarak algılıyor ancak vakıf ve özel sektör, dershane ve etüt merkezleri gibi çeşitli modeller üreterek eğitim sistemine katkıda bulunuyor. Bu kurumlar, da sosyal adaleti sağlaması bakımından önemli fonksiyonları yerine getiriyor” ifadelerini kullandı.
YUNUS TİRYAKİ - BUGÜN GAZETESİ
FACEBOOK YORUMLAR